Gönderi
Günümüzde "küreselleşme" kavramının sıklıkla modern zamanlarda ortaya çıktığı dile getirilir. Küreselleşme; modernleşme ya da kapitalizmin gelişmesi ile yaşıt gösterilir. Daha da ileri gidenler 1980’lerin dışa açıklık politikaları ve neo liberal düşüncesinin, öngörülemez bir hızla dünyanın küreselleşmesine önayak olduğunu ileri sürerler. Peter Frankopan ise eserinde iki bin yıl önce Pasifik, Orta Asya, Hindistan, Basra Körfezi ve Akdeniz'i bağlayan arterler üzerinde dolaşan ticari mallar, entelektüel ve ilahi fikir alışverisi üzerinden İpek Yolu coğrafyasının karmaşık ve girift yapısını şu şekilde özetliyor;
"İki bin yıl önceki bir altın sikkenin yolculuğunu hayal edebiliriz:
Belki bir şehir darphanesinde basılmış ve genç bir asker tarafından, İngiltere'nin kuzey sınırından mal almak için kullanılmış, vergi toplamak üzere gönderilen imparatorluk memurunun kasasında Roma'ya ulaşmış, doğuya giden bir tüccarın eline geçtikten sonra bu tüccar tarafından Barygaza' da mallarını satmaya gelen tüccarlara aldığı ürünler karşılığında verilmiş olabilir. Belki, burada hayranlık uyandırmış ve Hindukuş'taki liderlere sunulmuş, liderler tasarımına, şekline ve boyutuna şaşırdıktan sonra kopyalaması için oymacıya -belki bu oymacı da Roma' dan, belki Pers Diyarı'ndan, Çin' den ya da Hindistan' dan gelmişti, hatta belki de oyma sanatını öğrenmiş bir yerliydi- verilmişti. Bu dünya; bağlantılı, karmaşık ve alışverişe aç bir dünyaydı."
·
115 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.