Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kırmızı Pelerin - 1
Gördüklerimiz, duyduklarımız, kokladıklarımız, sevdiklerimiz ve seviştiklerimiz, yürüdüğümüz yollar, uzandığımız o ıslak çimenler, tuttuğumuz o kaskatı eller... Tarihin en korkunç tavrı bizi içinde yutuvermesi olsa gerek. Üstten bir tavır ile bakıyor bize, gözlerini kapatıp yukarıdan ellerini uzatıp sayarak var ediyor bizleri. Küçük küçük sayılar kadarız. Bir anda "bu da bitti" diyebiliyor bizlere. Zeus'un öfkesi de böyle idi, Sisifos'un görevi de. Akhilleus'un duruşu da tam olarak böyleydi. Ben de, sen de ve hepimiz böyleyiz. Küçük küçük kahramanlıklarımız da, koca evreni yok edecek olan öfkeler de yeri göğü kıskandıran mutluluklarımız da böyle idi tam olarak. Tarihin en korkunç tavrı bu olsa gerek. Hepimizi hiç olmamışçasına yutuvermesi. Durmak bilmeyen zamanın en korkunç dönemindeyiz diye bahsedip duruyoruz birbirimize. Bir odanın en karanlık köşesinde oturup bunun naralarını atıyoruz. Gıcırdayan sandalyemizin bu naraları bastırması ise ciddiyietimizin en güzel göstergesi. "Oh ne ala" deyip duruyorum kendi kendime, sonrasındaysa Ekim serinliğini hissetmeye çıkıyorum. Karanlıktan korkmuyorum artık hatta daha bir sevecen olmaya başladı diyebiliyorum. Sanki bütün görevlerim bu vakitlerde başlıyor, sanki en iyi olduğum saatler bu saatlermiş gibi. Koca bir yolu bir saat içerisinde tüketiyorum, vardığım yer ise gene aynı yer. Her akşam ama her akşam aynı olay. Aynı vakitler aynı yollar ve vardığım yer aynı. Üstümdeki elbiseler aynı, ayağındaki ayakkabı, cebimdeki para ve çantamdakiler. Konuştuğum şeyler de aynı. İçtiğim sigara sayısı bile aynı. Ta ki kırmızı pelerinin içine sığınana kadar.
·
84 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.