Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

171 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Füruzan'ın Küçük İnsanları
Kitabı ilk okumaya başladığımda, hiç beklemediğim bir anlatım tarzı ve olay örgüsüyle karşılaştım. Ne kadar çok hikaye okuduğumuza bağlı olmaksızın kafamızda iyi kötü bir hikaye şablonu vardır. Giriş, gelişme, sonuç. Diyaloglar birbiri ardınca gelir. Ama Parasız Yatılı’da bildiğimiz öykü dizilimi yoktu. Hikaye okumaktan ziyade, karakterlerin zihinlerinde yaşıyor gibiydik. Bu yüzden de anlatıma alışana kadar okuması gerçekten zorlayıcıydı. Bazen biri yalnızca gözlerimizin içine bakarak anlasın içimizdekileri isteriz. Kendimizi anlatmaktan yoruluruz ve çabasızca anlaşılmak isteriz. İşte Füruzan, öykülerindeki karakterlerinin cümlelere döküp anlatamadıkları dertlerini bize anlatmak istemiş. O karakterleri bizim karşımıza geçirip gözlerinden ne hissettiklerini, ne yaşadıklarını, bir ömürlerini görelim istemiş. Karakterlerin hiçbirinin kendini anlatmak gibi bir derdi yoktu ya da anlaşılmayacaklarını bilir gibiydiler. Yazar ise onları karşımıza geçirip anlaşılmayacağından emin oldukları yönlerini ve yaşadıklarını anlamamızı sağlıyordu. Servet sokağın başındaki yokuşu çıkarken onunla birlikte o yokuşta doğup büyüyorduk. Taşralı hikaye anlatıcısı teyzesinin evindeki odasında tavanı izlerken biz onun akıtamadığı gözyaşlarını avucumuzda topluyorduk. Hala Adile’nin sofrasında biz de Edirne’den göçüyorduk. Munip Bey’in günlüğünde bir gün oluyorduk. Yaz Geldi’de çocukların ‘’Omuzumda kimsesizliğin ağırlığı var.’’ demesine gerek yoktu. Füruzan o yükü getirip bizim omuzlarımıza indiriyordu. Karakterler günlük hayatına devam ederken, öyle etkili bir şekilde hikayelerini dinliyordunuz ki onlara birlikte o günü, o saatleri, o ömrü yaşamış oluyordunuz. Ve bunları, yaygın öykücülük kalıplarını yıkarak yapmıştı Füruzan. Sizi alıp karakterinin beynine sokarak. Aslında insanın düşünce yapısından esinlenmiş gibi geldi bana. Çünkü bir olay üzerine düşünürken, yaşadığımız bir olayı anımsarken; beynimizde giriş, gelişme, sonuç şeklinde canlanmaz. Olay örgüsüne sadık kalmayız düşünürken. Önce aklımıza gelen bir kısmını düşünür, sonra ordan bambaşka bir ana atlarız belki kafamızda, sonra yanımızdan geçen arkadaşımızla konuşuruz. Akşam kaçta yatacağımıza karar veririz belki bir yandan. Sonra kafamızda anımsadığımız şeyleri anımsamaya ya da düşünmeye devam ederiz. İşte parasız yatılıdaki hikaye anlatma şeklinde de bu kargaşanın ahengi vardı. Bir incelemede, Parasız Yatılı’da Füruzan’ın küçük insanlardan bahsettiğini okumuştum. Evet, doğru tanım tam olarak buydu. Toplumda keskin yerleri olmayan insanların hikayelerini dinliyoruz Parasız Yatılı’da. Buarda da doğal olarak üslup ön plana çıkıyor. Belki de büyük hikayeler anlatılsaydı, bu karmaşık üslupla çatışacaktı ve okumak da zorlaşacaktı. Kullanılan üslupla hikayeler de büyümüş zaten.
Parasız Yatılı
Parasız Yatılı
Füruzan
Füruzan
Parasız Yatılı
Parasız YatılıFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 20193,706 okunma
·
112 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.