Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

196 syf.
·
Puan vermedi
Okumadım, Dinledim.
Okumakta zorlandığım şu günler de dinlemeyi denedim ve şansa bakın ki karşıma bu kitap çıktı ben pdf okumayı bile sevmem ama zamandan tasarruf olsun okuma hevesim kabarsın die şu sesli kitap işine girdim ve gerçekten iş yaparken falan müthiş iyi geldi mizahının yüksek olması ve güldürürken üzmesi büyük bir başarı. Kelime oyunlarından belli ki çok kişiyle kaşık çalmış (kaynanam biri çok bilmiş konuşuyor laf ebeliği yapıyorsa öyle derdi) espirili anlatımına bayıldım. Lakin erkek karakterlere biraz yüklendiğini fark ettim, hatta baba karakterleri nedense bencil oluyordu. Dikkatimi çekti biraz kadın taraflı bir yazı vardı hatta kız çocuk taraflı. Öykü de ki bazı karakterler arasında bağlantı var gibiydi kitap olarak okuyamadığım için tam olarak karalayamadığımdan inceleyemiyorum sanki ama kendimce her öykü için bir kaç cümle kurdum buraya kadar ki genel fikrimdi. Gelirken Ekmek Al - Çocuk mu yetişkin mi karar veremediğim bir kızın hayalle gerçek arası anlatımı karşılıyor bizi. Bazen dokunaklı bazen komikti. Herşey de seni mi bulur derlerdi bana da ne çok benzettim kendime Şahin beyi.Hele şu alıntıyı çerçeveletip üstüme asasım var :) "Başımıza bir iş geldiğinde, bunu aksilik olarak kabul edebiliyor ve sineye çekiyoruz; bu aksilik ikinci kez geldiğinde, geldi mi üst üste gelir diyoruz, üçüncüsü tekrar ettiğinde her şey de senin başına geliyor diyerek rahatlıkla kanaat bildiriyoruz, sonraki tekrarlardaysa başına bu kadar çok şey geliyorsa, demek ki tüm bunları hak ediyor diyoruz. Diğer Müjdatlar Gibi - Nazire teyzeyi deyimler ile tabirine bayıldım. Muhakkak benzeri bir gerçek öykü duymuşuzdur ancak duygu ve düşünceleri, karakterleri betimlemesi ile içinizi burkuyor gülümsetirken. Sahi kaç kişi sevdiğinin düğününe şahitti... Kız Kim - Gerilim filmini aratmayan sahneler canlandı gözümde. İnsanoğlu ne aciz bir kaç kelimeye bakıyor duygularımızın tam aksini hissetmeye. Cevabını bilemediğimiz sorular beynimiz de nasıl da dört nala at koşturuyor. Ön yargılarımız, olayları kişi ve mekanlarla özetleyip en kolayı en kötüyü netleştirmelerimiz. Yine Muazzez - İyi ki gitmişsin diyemiyorum Muazzez, içim acıyor. Sahi var mı böylesi kendini kaptıran nasıl bir şey bu anlam veremiyorum. İnsan ezilir böylesi sevilmenin altında. Bir anlatıcı ve bir karakterle müthiş bir aşk hikayesi. "Bir derin nefes alıyorum. Diyorum şimdi olaydı kokusu burnumdaydı." "Fakat fen hiç ilerlememiş Muazzez, seni geri getirmenin formülünü bulamadık ya varsın Nobel ellerin olsun." Bize Bir Çay - Yukarıda aşk hikayesi dedim ya, bu tam bir muhabbet öyküsü. Nasıl da güzel seviyor, ne kadar zarif yaşıyorlar. Çay bardağını kalbin metaforu olarak düşündüm ve bir çaykolik olarak keşke 8 yıl önce okusaydım dedim. Barıştık - Birden çok şey anlatan bol kadın lakırdısı içeren bir öykü, kadınların kıskançlığı ağır basarken erkekler varla yok arası ismen var sadece. Sıcacık - İsmini verdiği sıcak hislerden alıyor umudu ile dinledim lakin günümüz tüketiciliği nasıl hızlı gelişiyor nasıl hamlaşıp tembelleşiyoruz ve buna bağımlıyız bunu gördüm. Ve çocukluğunu yaşayamayan her kişi gibi kendimizi o koridorda bulabiliriz. Olanlar Oldu - Baya akıcıydı. Komik bir sahne izledim sanki. Topuğumuz - Sinirlerim bozuldu buna. Ben Mersin'de, kuzenim Bursa'da, abim ve kardeşim Şanlıurfa da kiralık ev aramaktan bitap olmuştuk gerek netten gerek sokakları arşınlayarak gezerken Kamil Kalyoncu tipi ev sahibi çok gördük. Lüzumsuz aile mevzuları ile epey dertlendiydik. Neyse ki kimse bizi iş görmeye çağırmamış :)) Çıkmaz Demeyin - Pek hoşuma gitti bu ama adama da acımadım değil. Ne oldum değil ne olacağım demeyi hatırladık. Aşk Olsun - Zaman tüneline girdim bu öyküde babam değil ama benim de öylesine korktuğum çekindiğim adamlar vardı aynı sofraya oturmaya çekindiğim, konuşurken kekelediğim. Ben büyüdüm ve bu adamlarla gülüp sohbet ederken bu hislerimi yüzlerine söyledim ve bu bana müthiş iyi gelmişti :)) Zor insanlar var ve bu insanlar hayatı yaşanılmaz hale getiriyor gerçekten... "Ayakkabı vurduğunda ayağının arkasında bir yara açılır, çorap giydiğin de o yara çoraba yapışır, çorabı çıkarttığın da kabuk kopar ve tekrar kanar. İyileşmesi zaman alır. Ayakkabıyı çorapsız giyemezsin, çorapla giysen yine yapışır. Aile yaraları biraz böyledir. Yürümekten vazgeçemezsin ve attığın her adımda canını acıtmaya devam eder." Babam Yüzünden - O ilk gün benim için düğün günüydü fotoğraf karesinde ki eksik annem değil babamdı. Bende çoğu şeye babam yüzünden demişimdir olumsuz herşeyi olmayışına bağlarım. Annemin çabasını görmezden gelerek... Ne çekti millet sevipte kavuşamamaktan belki sevdiğimle evlensem herşey daha güzel olurdu die düşünmekten. Tüh! - Güzeldi. İyi bir karıyeri olmadı belki ama çok sevdiği bir karısı oldu. Armağa'nın Hediyesi - Saflık ve masumiyet. Tuzlu Fıstık - Böylesi bir hikaye beklemiyordum. Nihat ve Teselliperver Cemiyeti - işte asıl terapist budur. 10 numara 5 yıldız bçr mahalle esnafı. Şimdi kime dert yansan 'haklısın çekilir şey değil, boşa sen onu o dan hayır gelmez, ayrıl, vur, kır,parçala' gibi cevaplar belki bu şekilde değil ama dert yanan pohpohlanarak sen daha iyilerine layıksın daha güçlüsün olur. Belli ki Nihat iyi bir gözlemleyiciydi. Pekmez - Buda tanıdık. Zoraki evlilikler yaşanmamış duygular... Aklımda - küçük oyunlar evliliğin ömrünü uzatır lakin oyun uzarsa evliliğin ömrü kısalır maaaaazaaalllaahh. ;)
Gelirken Ekmek Al
Gelirken Ekmek AlŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20196,6bin okunma
··
922 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.