Gönderi

376 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
“İlk romanım, son üstadıma…”
Eylül’ü ayında okumayı tercih ettim. Çoğumuzun bildiği, bilmese de lise yıllarından Türk Edebiyatı dersinden hatırladığı gibi Türk Edebiyatının ilk psikolojik romanı. Eserin ithafı Halit Ziya Uşaklıgil’e yapılmıştır. Mehmet Rauf’un “ilk romanım, son üstadıma” ifadesiyle kastettiği Uşaklıgil’dir. Eylül, beklentimin aksine beni oldukça yoran bir kitap oldu. Şunu söyleyebilirim ki kitap çok ağır ilerliyor. Bu, yazarın kullandığı dil ve üsluptan kaynaklı. Eseri orijinal metinden okuyanlar görecektir ki oldukça sanatlı ağır bir dille yazılmış, tam olarak döneminin dil ve sanat özelliklerini taşıyan bir Tanzimat dönemi eseridir. Üslubunun aksine konusu oldukça sürükleyici ve akıcı ilerliyor. Eser bir aşk üçgeninden oluşuyor. Çetrefilli bir aşk hikayesi Süreyya, Suat ve Necip üzerinden, kahramanların derinlemesine psikolojik analizleri yapılarak okuyucuya sunulmuş. Aslında kitabı okurken bir roman değil de Necip ve Suat’ın günlüklerini okuyormuş gibi hissettim. Sevdaları, hüzünleri, pişmanlıkları, korkuları en ince ayrıntısına kadar verilmiş. Net bir vurgu yapılmamış olsa da eserin dikkati çeken bir yönü de Süreyya ve Suat üzerinden taşra - kent çatışmasının verilmiş olması. Suat ve Süreyya’nın taşra hayatının havasından, suyundan, tüm monotonluğundan bunalıp denize nazır bir yalıya taşınması, aşk üçgenindeki olaylar zincirinin başlangıcı olur. Muhtevası itibariyle oldukça akıcı, üslubu itibariyle oldukça yorucu bir kitap.
Eylül
EylülMehmet Rauf · Can Yayınları · 202240,1bin okunma
·
104 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.