Gönderi

72 syf.
·
Not rated
John Berger ve Anne Michaels arasındaki diyaloglara Tereza Stehliková’nın trenden çektiği Güney Bohemya manzaraları eşlik ediyor. Daha ilk satırlardan itibaren kendimi Berger ve Michaels’in yanında buluyorum. Karşılıklı oturdukları vagonun defalarca yolcu ağırlamaktan yıpranmış koltuk döşemesi, Michaels’in kızıl kahve saçlarını olduğundan daha canlı gösteriyor. Berger konuşurken Michaels’in camdan yansıyan siluetine bakmayı tercih ediyor. Nostaljik bir yakınlaşma, aşka, kayıplara ve geride kalanlara dair içsel bir yolculuk. Her sayfada iki büyük sanatçının sembolizme kayan derin manalı sözleri, metaforlarla zenginleşen samimi bir anlatı ve sessizliğin müziği. “A. Eğer Tarih Meleği tüm bu yıkıntıları, inşaat alanlarından geriye kalan enkazları ve parçalanmış demiryolu alt geçitlerini görüyorsa, o hâlde Hafıza Meleği de üzeri kapatılmış nehirleri görüyordur. Nehirler damarlarımızdaki kan gibidir, hem temiz hem de kirli akar. J. Hafıza Meleği ayaklarının altından akıp gidenlere bakıyor. İşte bu yüzden hafıza zamandır, tarih mekândır.” İrem Uzunhasanoğlu’nun dupduru çevirisi ile beni çok etkileyen bir eser okudum, büyülendim. Siz de okuyun
Tren Rayları
Tren RaylarıJohn Berger · Ketebe Yayınları · 039 okunma
·
177 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.