İnancın asla sırf kişisel bir mesele olmadığını iyi anlamak gerekiyor.
İşin aslı, eylemler ne kadar kişiselse, inançlar da yaklaşık o kadar kişisel olabilir; çünkü sonuçta her inanç, potansiyel bir eylemdir. Yağmur yağacağı inancı, şemsiyesi olanların eline o şemsiyeyi tutuşturur.
Veya duanın kesin etkili bir yöntem olduğu inancı, gerçek hayatta uygulamaya döküldüğü anda herkesi ilgilendiren bir durum olup çıkar:
bir cerrah dünyevi aletlerini bir kenara itip hastasının yaralarını duayla dikmeye çalışsa, ya da bir pilot kontrol paneline doğru "Haleluyah" diye tekrarlayarak yolcu uçağını indirmeye çalışsa, kendini kişisel inanç diyarından mahkeme koridorlarına doğru giderken bulur.