"Saplanma" döneminde, hâlâ "dışarıda" olan sevgiliye tümüyle, her şeyi dışarıda bırakacak bir dikkatle eğilme döneminde bu duruma uygun bir kapanma ve yoğunlaşma hali vardır. Gözler bir yere takılır kalır, bakış donuktur, baş göğsün üstüne doğru düşme eğilimindedir; beden yapabilirse, içe doğru çekilir. Görünüş, tümüyle insan biçimli ama sanki içbükey ve içine doğru kapanmış bir nesneyi temsil eder. Dikkatimizin böyle sımsıkı kapanmasıyla, sevgilimizin imgesini içimizde kuluçkaya yatırmış gibiyizdir; ama sevginin kendinden geçirici coşkusuna, sevgili bizim olduğu zaman, yani sevgili ben, ben de sevgili olduğum zaman yüzde, mutluluğu ifade eden garip bir ışıma belirir. Bakışlar, gözlerin etkisiyle yumuşayarak kayar, her şeyin üzerinden çok az şeye dikkat ederek geçer; çeşitli nesnelerin üzerinde, elbette görmeden, hafifçe gezinir gibidir. Benzer biçimde ağız da her zaman yarı açıktır, aşağıya doğru kıvrık uçları sürekli bir gülümseme biçiminde donmuştur.