Çoğu zaman bir orta yol bulmak, doğru yolu bulmaktan daha
önemlidir. Grev kararı tartışan bir grup işçinin başarısı, beraber hareket edebilmelerine bağlıdır. Zira yönetime karşı tek tek savaşanlar, haklı olmalarının bir faydasını göremeyeceklerdir. Kimse küçük
balıkları yutmadan önce onlarla münazara yapmaz.
Daha az rekabet içeren bir senaryo düşünürsek, örneğin kendilerine ev bakan bir çiftin de uzlaşabilmesi lazım. Birinin âşık olduğu diğerininse nefret ettiği bir evde oturmaktansa ikisinin de orta
derecede makul bulduğu bir seçenek çok daha sağlıklı olacaktır.
Bir kaplan olsaydık ne pahasına olursa olsun bildiğimizde diretirdik belki (kâr maksimizasyonu) ama sosyal bir hayvan ödün
vermeli ve daha da önemlisi, diğerlerinin verdiği ödünü hesaba
katmalı. Orta yol ile kendi yolumuz arasındaki mesafe çok büyük
olmadığı sürece (kişisel çıkarlarımızdan fazla taviz vermiyorsak) ve
bu mesafe diğer katılımcılar için de benzer olduğu sürece (diğerlerine kıyasla fazla taviz vermiyorsak) doğru bir seçim yaptığımıza
kendimizi inandıracak safsatalar, grup açısından epey faydalılar.
Yok eğer uzlaşı çabamız takdir edilmez de enayi yerine konduğumuzu düşünürsek bu sefer tersine, safsatalar yardımıyla direnmeye başlarız. Bu senaryodaki sorun akıl yürütmeyi beceremeyişimiz değil, adalet duygumuzun hasar görmüş olmasıdır. Safsata,
adaletsizliğin bir semptomudur