Gönderi

Necip Fâzıl Bey, Menderes’ten para koparmak için Ankara’ya gittiği bir sırada uzun bir bekleyişten sonra Menderes tarafından kabul edilmiş galiba Büyük Doğu’nun 1959 senesi devresinin arifesindeydi. İstanbul’a döndükten sonra bize Menderes’le konuşmasını anlatırken şöyle söylemişti: “-Menderes, beni bir sabah karanlığında makamında kabul etti ve dedi ki: “-Necip Fâzıl Bey, sen günlerdir Ankara Palas’ta benimle görüşmek için bekliyorsun. Biliyorum, dergini çıkarmak için yardım talebin var. Lâkin ben seni aşikâre bir sûrette destekleyemem. Üstümde Bayar, altımda Medeni Berk var. Bunların ikisi de otuz üç dereceli masondur. Ben iki değirmen taşı arasında sıkışmış bir buğday tanesi gibiyim.” Sonra arkasındaki resmi göstererek: Ben bütün fenâlıkların bu adamın eseri olduğunu bilmiyor muyum? Sen de O’na hücum ediyorsun. Bu sebeple ben seni destekleyemem. Şu zarfı al, git dergini çıkar. Arada bir de bana hücum et ki; seni desteklediğime dâir bir iddianın zemini oluşmasın.” Necip Fâzıl Bey’in bize o zaman bu zarfta yüz elli bin lira olduğunu söylemişti.
·
171 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.