Ve ölümden olsun bütün korkumuz,
Başka türlü yaşanmaz.》Cahit Saffet Irgat 1940 kuşağının önde gelen şairlerindendir. Aynı zamanda ünlü bir tiyatro ve sinema sanatçısıdır.
》Kendisini ilk kez okuyorum ben de. Ve tanıdığıma da memnun olduğum bir şair oldu.
》Şair romantik, egzotik özellikler taşıyan şiirlerine ek olarak, sonrasında yöneldiği toplumcu eğilimine paralel şiirler de yazmış. Bu kitaptaki şiirlerin büyük kısmı da bu konuya yönelik.
》 2. Dünya Savaşı kuşağının yaşama ve insanlara bakış açısını ortaya koyarak, dönemin öfkeli, kötümser, yorgun ve bıkkın bakış açısını gözler önüne sermiş. Büyük toplulukların sorunlarını deşerek, özgürlük ve barış özlemiyle dolu şiirler yazmış. İstila görmüş şehirleri ve savaşın sefaletlerini anlatmış.
》Bir konuşmasında kendisini şiire iten nedenler sorulduğunda şu yanıtı vermiş:
"Bir etki mi bulmalı şiire başlamak için?.. Herhalde toplum itelemiştir diyorum ben... Toplum içindeki bir kız, bir çiçek, fakir bir sıra arkadaşı, yalınayak bir ihtiyar, fenersiz bir sokak... Ne bileyim, toplumdan olan bir şey itelemiş olmalı... Ve ben kendimi birden şiirin, sanatın içinde buluvermiştim."
》"Kalemimin beni geçindirmesini hiç düşünmedim." de diyor şair.
Bunlardan da anlıyoruz ki aslında gerek savaş dönemi için, gerek bunun dışındaki dönem için de olsa, şair topluma ayna olmayı amaçlamış, kanayan yaraları göstermek, o dönemleri bütün acısı ve korkutuculuğuyla anlatmak, isyan etmek ve isyan edemeyenlerin sesi olmak istemiş. Ve başarmış da. Bazı şiirleri okurken savaşın, ölümün o soğuk yüzünü hissediyorsunuz, insanların hayatta kalmak için, kuru bir ekmek için, çocukları için çırpınışlarına şahit oluyorsunuz.
Oysa çok şey istemediler. Yalnızca yaşamak. Bütün nimetleriyle yaşamak. Ekmeklerini gözyaşlarına değil, yemeklerine banmak...
》En beğendiğim alıntıları da eklemeden incelememi bitirmek istemedim. Tavsiye ederim. Kitapla kalın...
**
Bir lokmaya bütün sabır
Bir lokmaya bütün kahır
Canlarını dişlerine takmış insanlar
Bir lokmaya.
**
Ağzımızdan dilimizi çaldılar
Cebimizden paramızı
Alnımızdan terimizi
Ve renk renk ayırmadan
Gözlerimizi.
**
Anne girmem bu oyuncak dükkanına
Orda toplar, tayyareler, tanklar var.
Seviyorum söğüt dalı atımı
Tekme atmaz, ısırmaz.
**
İnsan insan paylaşalım
Yaşamayı, komşuluğu, dostluğu
Bağdaş kurup yan yana
Bir sahandan yiyelim
Dünyamızın sofrasında.