Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

AHMET TEVFİK NOYAN DOĞUMU, AİLESİ VE TAHSİL HAYATI 1888 yılında Isparta'nın Eğridir ilçesine bağlı Barla kasabasında doğmuştur. Babası eşraftan Hacı Ganizade Mahmut Efendi, annesi Hatice Çeşmifelek Hanım'dır. Tahsil hayatına babasının erken ölümü üzerine gönderildiği İstanbul'da başlamıştır. İlk mektepten sonra Mahmudiye Rüştiyesi, Mercan ve Burhan-ı Terakki İdadisinde okumuştur. Darülfünun Hukuk Fakültesi'ne devam etmiş, araya giren savaşlar sebebiyle bitirememiş, Fransızca ve Rumca öğrenmiştir. Ceyhan Kaymakamlığı görevi esnasında 1922 yılında Adana'nın tanınmış ailelerinden birine mensup olan 1908 doğumlu Emine Nazmiye Hanımla evlenmiştir. Kayınpederi Bekir Sıtkı Bey, Cebelibereket'te (Osmaniye) İcrâ Memurluğu, Ceyhan'da Tahrirat Katipliği görevlerinde bulunduktan sonra Rumeli'nde Pazar kasabasına naklolunmuştur. Kayınbiraderi Abdülkadir Kemalî (Osmaniye, 10.8.1889-Ankara, 21.7.1949), Kastamonu'da Bidayet Mahkemesi Savcısı olarak görev yapmakta iken Birinci Büyük Millet Meclisi'ne Kastamonu milletvekili seçilmiş, hukukçu bir siyasetçidir. Abdülkadir Kemalî, Mustafa Kemal'in Ankara'da bulunmadığı bir sırada 1.11.1920'de seçildiği Adalet Bakanlığı'ndan 4.11.1920'de istifa ederek ayrılmak zorunda kalmıştır. Bundan sonra Mustafa Kemal'e karşı, Ali Şükrü, Hüseyin Avni Ulaş ile birlikte en keskin muhalefeti yürüten mebuslardan biri olmuştur. Meclis'in ikinci döneminde dışarıda kaldığı için 1924 yılından itibaren Adana'da çıkardığı gazeteler vasıtasıyla muhalefete devam etmiştir. 1925 yılında Doğuda meydana gelen ayaklanmalar sebebiyle 11 gazeteci ile birlikte tutuklanıp, kendisinin bir süre başkanlığını yaptığı Pozantı İstiklal Mahkemesi'nin benzeri olan başka bir İstiklal Mahkemesi'nde yargılanmak üzere Elazığ'a götürülmüştür. Yargılanmasına devam edildiği Ankara İstiklal Mahkemesi'nde siyasetle uğraşmamak şartıyla beraat ettirildi. Abdülkadir Kemalî 1930 yılına kadar Ceyhan'da ziraat, Adana'da avukatlık ile meşgul oldu. 20.9.1930'da Adana'da Ahali Cumhuriyet Fırkası'nı kurdu. Kurucular arasında bulunan Bekir Sıtkı babası olmalıdır. Adana'da Ahali gazetesini neşretti. Gazeteye cephe alan Adana Valisi’ni yayınladığı açık mektupla sert bir şekilde tenkit etti. Baskıların artması, önceden siyaset yapmama sözünü vermesinden dolayı tutuklanacağını öğrenince 21.12.1930'da Türkiye'den ayrılarak Suriye'ye geçti. Sekiz buçuk sene Beyrut, Şam, Halep, Antakya ve Kudüs'te gönüllü sürgün hayatı yaşamıştır. Bu süre içinde gelecekte romancı olarak ün kazanan oğlu Orhan Kemal bir müddet onunla birlikte yaşayarak sürgün hayatının zorluklarını paylaştı. Hatıraları, Orhan Kemal'den olan torunu Işık Öğütçü tarafından baskıya hazırlanmıştır. Kayınbiraderinin muhalif olması Ahmet Tevfik Noyan'ı dolaylı olarak etkilemiş, hakkında yapılan gizli yazışmalarda dışarıda bulunan akrabası ile ilişkili olup olmadığı, Kaymakamlığı döneminde maiyetinde bulunan emniyet görevlilerince takip edilmiştir. Abdülkadir Kemali hakkındaki takibatın 1935 yılında devam etmekte olduğu, Noyan'ın bakanlık sicilindeki kayıtlardan anlaşılıyor. Bakanlık emrine alınarak emekliliğe zorlanmasında bu takibatın etkisinin olduğu düşünülebilir. Aydemir isimli 1927 yılı doğumlu bir erkek, Bartın'da görevli bulunduğu sırada 4.8.1931 tarihinde doğan Zübeyde İhsan Güner adını verdiği bir kız çocuğu sahibi olmuştur. Kızı, Şarkikaraağaçlı milletvekili Mehmet Said Bilgiç ile evlenmiştir. İstanbul'da 29.1.1963 tarihinde vefat etmiş, 30.1.1963 günü öğleyin Sultanahmet Camii'nde kılınan namazdan sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'nda defnedilmiştir. Uzun süredir kalbinden rahatsız idi.“ Hukuk Fakültesi'ndeki öğrenimini bitirmeden, 1696 yaka numarası ile polis olarak 25.9.1909 tarihinde 400 kuruş maaşla memuriyete intisap etmiştir. Göreve devam ederken 1.9.1911 tarihinde Karib-i Ala dereceli şahadetname ile Polis Mektebi'nden mezun olmuştur. Bir müddet açıkta kaldıktan sonra 2206 yaka numaralı polis memuru olarak 5.4.1914'te İstanbul'da tekrar göreve başlamıştır. 600 kuruş maaşla 1.4.1917 tarihinde 66 numaralı üçüncü sınıf taharri memurluğuna geçmiştir. 24.1.1918'de İstanbul Polis Müdüriyeti Siyasî Şubesinde 2. sınıf taharri memurluğuna terfi etmiştir. 13 Mart 1919'da istifa etmek suretiyle kısa bir ara verdiği memuriyete 1.4.1919'da İstanbul İaşe Nakliyat Müdürü olarak devam etmiş, 1.5.1919'da bu görevinden de ayrılmıştır. 18.7.1920 tarihinde Yabanabad (Kızılcahamam) Kaymakamı olarak mülkî idare sınıfında memuriyete dönmüştür. Buradaki görevi esnasında milis kuvvetleri vasıtasıyla mesul olduğu bölgenin asayişini düzeltmeye gayret göstermiştir. Sırası ile Hassa, Ceyhan, Bahçe, Kandıra, Bakırköy, Şarkikaraağaç, Bartın, Tirebolu, Çorlu, Gelibolu ve Hendek Kaymakamlıklarında bulunmuştur. Çorlu'da görevli bulunduğu sırada binlerce Balkan göçmeni ailenin iskanı gayesiyle yeni köylerin kurulmasında hizmeti bulunmaktadır. 27.7.1941 tarihinde vekalet emrine alınmış, 16.8.1941 tarihinde emekliliğinin onaylanması üzerine ikamet yeri olarak seçtiği İstanbul'da 105 lira 60 kuruş maaş bağlanmıştır. Emeklilik döneminde ticaretle iştigal etmiştir. Bu maksatla Amaç Türk Ticaret A.Ş.'ni tesis etmiş, kurucu ortak olarak bir süre idare meclisi reis vekilliği, İttihat ve Değirmencilik T. A. Şirketi İdare Meclisi üyeliğinde bulunmuştur. Bu şirketlerde ortağı işadamı Dışişleri eski bakanlarından İsmail Cem ile Nokta dergisinin kurucusu ve Gelişim Yayınları'nın sahibi Ercan Arıklı'nın kayınpederi Razi Trak'tır. Mülki idare sınıfındaki hizmeti boyunca çok sayıda ilçede kaymakamlık görevinde bulunmuştur. Yüksek tahsilinin bulunmaması sebebiyle valilik görevine getirilmediği anlaşılıyor. Mütareke, Milli Mücadele ve Cumhuriyetin ilk yıllarında vatandaşın ekonomik sıkıntılarla boğuştuğu dönemlere rastlayan idarecilik hizmetinde kurallara riayete gösterdiği kararlılık sebebiyle sıkıntılar çekmiştir. Sıkıntıların yanında dürüst çalışmasının karşılığı olarak 27.11.1928 tarihinde Şarkikaraağaç Kaymakamı iken İl Encümeni Kararı ile “istifade edilmemiş ormanlarda küşad ve ahali-i mahalliyenin ihtiyacatının teminine mesai sarfeylemesi" ile 12.3.1933'te Bartın Kaymakamı iken "tomruklarda sahte damganın tahkikatında gösterdiği mesaiye binaen" Ziraat Vekaleti'nce takdirname ile mükafatlandırılmıştır. CEMİYET FAALİYETLERİ Türk Ocağı'nın faaliyetlerine ilk kuruluş yıllarından itibaren iştirak etmiştir. Çekiliş tarihini tespit edemediğimiz, Türk Ocağı'nın İstanbul Bayezid semtinde Rahvancızadeler Konağı'ndaki genel merkez binasının önündeki toplu bir grup fotoğrafında Dr. Tevfik Rüştü Aras, Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay, Prof. Dr. Kazım İsmail Gürkan, Dr. Reşit Galib ve isimleri tespit edilemeyen gençlik arkadaşları ile birlikte görülmektedir. Ocağın kuruluş döneminde Türkçülük akımının tesiriyle eski Türk isimleri benimsenmeye başlanmıştı. Tevfik Noyan da bu akımın tesiriyle Demir Alp müstearını kullanmıştır. Müstearı ve açık imzası ile Türk Yurdu'nda herhangi bir yazısına rastlanmıyor. Yunan askerinin İzmir'e çıkmasından sonra İstanbul'da tertip edilen Fatih ve Sultanahmet mitinglerinin hazırlık safhalarında diğer Ocaklı arkadaşları ile birlikte görev almıştır. Emekli subaylardan Mehmet Ali Doruker, mütareke dönemi çalışmalarını anlattığı hatıralarında, Ispartalı Tevfik'in İaşe Müdürlüğü'nün İstanbul nakliyat kısmında çalışan ateşli bir genç olduğunu kaydediyor. Kısa bir süre İaşe Müdürlüğü görevini ifa eden Nüzhet Sabit, İaşede Kırkbeş Gün isimli eserinde oldukça sıkıntılı geçen çalışma dönemi içinde Tevfik Beyin gayretlerini belirtmektedir. Tevfik Noyan, kendisi gibi Türk Ocaklı olan Nüzhet Sabit'in laşe Müdürlüğünde oldukça kısa ömürlü olan görevi esnasında yaptığı çalışmalara yakından şahit olmuştur. Damat Ferit Paşa'nın, Nüzhet Sabit'i görevinden alarak yerine Time Leon isimli Türk olmayan birini tayin etmesi üzerine Noyan vazifesinden ayrıldı. Dahiliye Nazırı Mehmet Ali Paşa'nın huzuruna çıkarılarak görevden ayrılmasının sebebi sorulmuştur. Aralarında çıkan tartışma üzerine Bekirağa Bölüğü'ne götürülerek hapsedilmiştir. Yunanlıların İzmir'e asker çıkartmasından birkaç gün sonra kefaletle serbest bırakılmıştır. Millî efkar ve hissiyatın naşiri olan gazete ve mecmualarda yazı ve şiirler neşrettiği kendi beyanında ifade edilmiştir. Kocaeli'ndeki görevi esnasında Türk Yolu adıyla neşrettiği gazetenin aynı zamanda başyazarlığını da yapmıştır. Gazetede 1936'da "Mehmet Akif Üzerine" başlıklı bir yazısı çıkmıştır. Gazete sonraki yıllarda Rıfat Yüce'nin sahip ve başyazarlığında çıkmıştır. Gazetenin sayfalarının büyüklüğü, yazılarının bölümü, çeşitliliği ve yerli olaylara ve olay incelemelerine verdiği yer ile sıradan bir vilayet gazetesi olmayıp, İstanbul, Ankara gazeteleri çapında bir yayın organı olduğu ifade edilmiştir." Ayrıca Kadınları Çalıştırma Cemiyeti'nde, 1931 yılında faaliyetine son veren Türk Ocağı Merkez Heyeti'nde ve Çocuk Esirgeme Kurumu şube başkanlıklarında bulunmuştur. Emekli olduktan sonra o sırada 1949'da yeniden faaliyete geçme hazırlıkları yapılan Türk Ocağı çalışmalarına katılmıştır. 10 Mayıs 1949 tarihinde Türk Ocağı, İstanbul'da Hamdullah Suphi Tanrıöver'in başkanlığında yenide faaliyete geçti. A. Tevfik Noyan kurucu heyette görev aldı. 2 Ocağın 7.8.1949 tarihinde yapılan kongresinde merkez heyetine seçildi. 23.4.1955, 28.4.1957 tarihlerinde yapılan kurultaylardaki seçimler sonucunda merkez heyetindeki görevine devam etti. 17.5.1959'da yapılan 47. Kurultay'da Ocak genel merkezi Ankara’ya nakledildi. Noyan, ikamet merkezinin İstanbul'da bulunması sebebiyle yeni heyette görev almadı. 27 Mayıs 1960 hadisesinden Türk Ocağı da etkilendi. Genel başkan Osman Turan DP Milletvekili olduğu için tutuklanarak Yassıada'ya gönderildi. Türk Ocağı'nın 20-21.6.1961 tarihinde yapılan kurultayında yönetime eski mensuplar yeniden seçildiler. A. T. Noyan merkez heyetine seçilerek, getirildiği muhasiplik görevini ölünceye kadar yürüttü.¹3 Gazeteci Tekin Erer bir yazısında Türk Ocağı'nın açık olmasına rağmen etkin olamadığını geçmişteki çalışmaları örnek olarak göstermiş ve hizmeti geçenleri sayarken, gençlerle meşgul olan Noyan'ın adını zikretmiştir.
·
543 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.