Bir solukta insanı içine çeken, bambaşka bir aleme "sürükleyen" bir eser. Şehir hayatının keşmekeşliğinden buradaki çogu hikâye insanın köy hayatına, hayvanlara, ağaçlara, çiçeklere velhasılı doğaya olan özlemini körüklüyor.
Eser tamamen ustalıkla seçilmiş imgelerle dolu. Evet kesinlikle şiirsel bir eser halini almıştır tam da bu yüzden. Şiirsel dokunuşları hissedebilirsiniz satırlar arasında. Hoş bir seda bırakır gibi hissedersiniz hikayeler bitince.
Yazar (
Abdurrahman Seyhan aynı zamanda eniştem olur kendileri) kullandığı metaforlarla beni şaşırttı. Sonra şaşkınlığım kısa süre sonra geçti. Şaşırttı çünkü; kendimi inanılmaz bir şekilde hikâyeler içinde buldum çünkü aynı metaforları şiirlerimde ben de kullanmıştım yıllar önce ve hâlâ da kullanıyorum. Demek ki aynı hislerle yazmışız farketmeden. Şaşırmadım çünkü; farketmeden aynı anda ya da farklı zamanlarda aynı duygularla duygulanmak aynı metaforların denizinde yüzmek ve bu denizlerde yüzerken aynı gemileri kullanmak gayet tabii mümkündür. Bence sadece ben değil; bir şeyler yazıyor olsun olmasın herkes kendinden bir parça bulacaktır bu hikâyelerde...