"Din insanların afyonudur. O sindirim sorunu olan, ufak bar işletmecisi buna inanıyordu. Evet, müzik de insanların afyonuydu. Şu başı ağrıyan bunu akıl etmemişti. Şimdi de ekonomi insanların afyonu haline gelmişti ;pek tabi İtalya ve Almanyada da yurtseverlik insanların afyonuydu. Peki ya seks; o da insanların afyonu muydu? Kimilerinin. En iyi kimselerin. İçki insanların baş afyonuydu, ah, ne harika bir afyondu! Hoş kimileri de radyoyu tercih ediyordu, bir başka afyon kendisinin de kullandığı ucuz bir afyon. Bunların yanı sıra kumar vardı, eğer gerçekten insanların bir afyonu varsa bu en eskisiydi. İhtiras da bir başkasıydı, herhangi yeni bir yönetim biçimine inançla birlikte insanların afyonu. İstenen olabildiğince az karışan bir devletti hep daha az karışan bir devlet. Özgürlüğe inanıyorduk. Henüz yeni bir isim bulamamış olsalar da özgürlüğe inanmaya devam ettik. Ama gerçek olan neydi? İnsanların asıl afyonu neydi? Neydi o? Çok iyi biliyordu. Ah tabii, ekmek insanların afyonuydu. Gün ışığında bu aklına gelecek ve mantıklı bulacak mıydı acaba? Ekmek insanların afyonuydu. "