Bu da bitti. Tahrif Serisi dahil beş kitabını okumuşum. Bu okumalardan hareketle söylüyorum, benim merhumdan alabileceğim hiçbir şey bulunmuyor. İyimser konuşursam bu serinin dörtte üçünün, hakikatı gözetirsem beşte dördünün alıntı olduğunu söyleyebilirim. Muhtevasında orijinal denebilecek hiçbir yorum veya analiz yok. Tahrif nedir, bunun üzerine bir iki paragraftan fazla malzeme üretecek kadar düşünmemiş. Muarızlarına "benim teliflerimi üstüste koysam senin boyunu bilmem kaça katlar" diyordu. Tahrif takriben iki bin sayfa tutar ve bu yekûnun en fazla beş yüz sayfası orijinalliği bulunmayan kendi yazılarından oluşur. Hal böyleyken adam boyunu aşacak kadar kitap yazmaya çoluk çocuk da kâdirdir!
Ali Yakup Cenkçiler. Bu zât son Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi Hazretlerinin kâtibi ve en yakın talebelerinden biri. Bir sohbet ortamında, artık her nedense Kadir Mısıroğlu'nun siyasi muhalefet yönünü Hoca Sabri'ye benzetiyor. Mısıroğlu'nun kalkıp ta 2010'da bu seriyi yazmasında Ali Yakup Bey'in verdiği bu gazın da etkisi olduğunu zannediyorum. Keşke sadece açık sözlülük ve cesaret açısından anlasaydı bu benzetmeyi. Hoca Sabri'nin reddiyelerini de okuduk. Mantık, felsefe, kelâm, Arapça... Haiz olduğu bütün hünerleri metne öyle bir boca ediyor ki, bu fevkalade reddiyenin muhatabı olsaydım diye içinizden geçiriyorsunuz. Kadir Bey'in alıntılar dışındaki reddiyeleri şu seviyede: "bakınız falan kişi M. Kemal'i, laikliği nasıl methetmiş, bakınız falan kişi miracın ruhen olduğunu, mucizelerin mecaz olduğunu nasıl söylemiş?.." Bu reddiye değil, böyle bir şey yok. Yazmayın böyle şeyler, yazmasınlar, olmaz.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.