Homeros'un İlyada'sında anlattığı Troya Savaşı'nı bu sefer adından çok da bahsedilmeyen ama çok güçlü bir karakter olan Patroklos'un dilinden okudum.
Sevginin gücü ve kutsallığı, arkadaşlık için nelerin feda edilebileceği, savaşa bile insancıl yaklaşımı ile karakter, gururla yoğrulmuş diğer tüm karakterlerin, tanrı ve tanrıçaların neredeyse hepsinin önüne geçiyor.
Hikayeyi ve sonunu bilmeme rağmen daha önce belki de hiç bahsedilmemiş yerlere dokunulması, bambaşka bir perspektifle olayların yorumlanması çok keyifli, çok güzeldi.
Hikaye neredeyse 3000 yıl öncesine de ait olsa sanki Achilles, Thetis, Hektor, Odysseus yanıbaşınızda Özellikle son bölümde anlatılan mezar taşına elinizi uzatsanız dokunacakmışsınız hissi çok garip