"Sessiz Hasta" ile literatürümüze giren ve büyük sükse yaratan yazar Alex Michaelides, yeni kitabı "Yitik Kızlar ile karşımızda... İki kitabıyla da emin olduğum bir şey var, Michaelides kesinlikle çarpıcı sonları seviyor. İlk kitabında olduğu gibi yine bizi farklı bir isme doğru çekti ve çarpıcı bir sonla katil hiç ummadığımız bir kişi çıktı. E hal böyle olunca ve şok bir son gelince, biz okurlara da bir okuma ziyafeti çıkıyor. "Yitik Kızlar"ın bir diğer özelliği, Yunan mitolojisiyle olan bağı... Ritüeller, kurbanlar hrp Yunan mitolojisinden bir sahne canlandırırcasına yapılıyor. Yunan mitolojisine bayılmaktayım, bu romanda da mitolojiden alınan yardımın kurguyu güçlendirdiğini düşünüyorum. Tüm süslerden uzak, yalın bir dil tercih edilmiş. Sürükleyici bir anlatım hakim, "Katil kim?" merakıyla bir günde bitirebilirsiniz. Her bölümünde, o çok donanımlı anlatımı hissediyorsunuz. Romana dair iki eleştirim olabilir. Birincisi, kurgudaki yan karakterler olaya tam dahil edilememiş ve silik kalmış. İkincisi, katil tamam; ancak teşvikini veya teşvik edenin sebebini çok zayıf buldum. Bu nedenle de gözümde "Sessiz Hasta" ile aynı kalibreye oturmuyor. Bol bol "Sessiz Hasta"yı anmışken esas; Michaelides'in ikinci romanında "Sessiz Hasta"ya çaktığı selamlar çok hoştu.
Psikoterapi eğitimi almış ve grup terapistliği yapan Mariana, kitabımızın ana kahramanı... Kocası Sebastian'ı kaybedeli bir yıl kadar olmuş ve kendisini hala yas sürecinde hissediyor. Hayatındaki tek varlığı yeğeni Zoe! Mariana bir gece Zoe'den bir telefon alır ve Zoe'nin yakın arkadaşı Tara'nın cesedinin bulunduğunu öğrenir. Mariana, üvey kızı olarak gördüğü Zoe'nin yanında olmalıdır. Hemen Cambridge'de bulur kendini, burası Mariana'nın okuduğu ve Sebastian'la tanıştığı üniversitedir ayrıca... Anılar, ona çok zor gelse de yeğeni için güçlü kalmalıdır. Tara'nın törensel bir şekilde kurban edilir gibi öldürülmesi, Mariana'non dikkatini çeker. Psikoterapi uzmanlığını bu cinayet için kullanmaya başlar. Başka kızların da törensel şekilde katledilmesi, ölen kızların Profesör Edward Fosca'nın özel olarak ilgilendiği "Genç Kızlar" kulübünden olması ve ölmeden önce kızlara gönderilen tragedya pasajları; şüpheleri Fosca'nın üzerine çeker. Mariana'yı ilgi çekici bulanEdward Fosca, her seferinde ısrarla katil olmadığını söylese de Mariana'nın çekiminden uzak kalamaz. Mariana katilin Fosca olduğundan emindir; lakin bununla ilgili bir türlü kesin kanıt bulamaz ve çevresindekileri inandıramaz. Zor zamanlar geçiren Mariana için, artık Edward Fosca bir takıntı haline gelmiştir. Bu tehlikeli takıntı, onun düşüncelerini giderek zehirler. Bir gün yeğeni Zoe'nin odasında peluş oyuncakta saklı bir mektup bulur. Bu mektup, Mariana'nın hayatını karartacaktır. Bu mektup kimdendir? Mektup neden Zoe'dedir? Zoe'nin tüm bu olanlarla bağlantısı nedir? Mariana kendisini bekleyen büyük tehlkeye karşı koyabilecek midir? Okuyalım görelim!!
