Geçmişte, zanaatkarların kapsamlı bir
geometri uygulama bilgisi vardı. Bir dairenin
on iki eşit dilime nasıl bölüneceğini, iletkiyle
açılarını ölçmeden bilirlerdi. Bir caminin
kubbesindeki büyük bir geometrik deseni inşa
edebilir ve temel motiflerin, birbirine kusursuz
bir şekilde bağlı olarak kubbenin tüm çevresini
dolaşmasını sağlayabilirlerdi. Becerileri
kurama ya da matematik hesaplarına
dayanmazdı; desenleri, daireler ve çizgiler
çizerek oluştururlardı.