1941yılının Haziran ayında, Almanlar Barbarossa Harekâtı ile Sovyet topraklarına girip, Moskova'ya doğru ilerlemeye başlar.
Aleksandr A.Bek'in 1943-1944 yıllarında yazdığı Moskova Önlerinde Volokolamsk Şosesi romanı, Moskova'ya doğru ilerleyen Nazilere karşı savaşan Kızıl Ordu'nun mücadelesini ve Moskova savunmasının ilk aşamalarını anlatır.
Aleksandr A.Bek, Kazak teğmen Baurdcan Momiş-Uli ile yaptığı röportajdan yola çıkarak yazmış Moskova Önlerinde Volokolamsk Şosesi'ni.General Panfilov'a bağlı 316.Piyade Tümeni'nde tabur komutanı olarak görev yapan Bourdcan Momiş-Uli, Akeksandr Bek'in sadece gerçekleri yazmaya söz vermesi şartıyla anılarını anlatır.
General Panfilov, hem cesur bir komünist, hem askeri bir dehadır.Momiş-Uli, General Panfilov'un en iyi öğrencisidir.
Momiş-Uli sık sık General Panfilov ile yaptığı görüşmelerden bahseder.Her ikisi de romanın önemli karakterleri.
Nazi ordusu Moskova'ya doğru ilerlerken, Alman radyoları "Kızıl Ordu yok edildi, Moskova yolu açıldı" propagandası yapar.
Alman ordusu, oldukça deneyimlidir.
Savaşın acımasızlığı, yıkıcılığı, gözler önüne serilirken kahramanlık ile korkunun yarattığı ihanetin ne kadar ince çizgiyle birbirinden ayrıldığının sıkça altı çiziliyor kitapta.
Teğmen Momiş-Uli askerlerin korkuları üzerine giderken, psikolojik savaşta üstün gelmenin önemini algılamaları için mücadele veriyor.
İvan Vasilyeviç Panfilov, Momiş-Uli'nin görevinin askeri ölmeye ve öldürmeye hazırlamak olduğunu söyler çoğunlukla.
Momiş-Uli'nin vatana bağlılığının ve askeri disiplininin yansıması olarak verdiği kararlar ( ki çoğu zaman insan yanı ile çatışır bu kararlar), aldığı tedbirler, kimi zaman yürek burkucu.
Almanların savaşı kaybetmesinin nedeninin sadece "General Kış" olmadığını ortaya koyan bir kahramanlık destanı Moskova Önlerinde Volokolamsk Şosesi.
1968 kuşağının da başucu kitabı olmuş bu kitap.