》Yazarın tartışmasız en büyük eseri olan ve ona Pulitzer ödülünü kazandıran Gazap Üzümleri benim de okuduğum 3.kitabı kendisinin. 》Tüm dünyayı etkileyen Büyük Buhran döneminde, tarımın kapitalistleşmesi ve krizler yüzünden yoksullaşan halkın ayakta kalma mücadelesi anlatılıyor. Açlık, sefalet, zorbalık yüzünden evlerini terk edip yollara düşmek zorunda kalan binlerce işçi ailesinden birine odaklanıyor. 》Joad ailesi özelinde işleniyor bu konu. Aile Oklahoma'dan Kaliforniya'ya göç etmek zorunda kalıyor. Çünkü evleri, toprakları ellerinden alınmış. Sonunda refah olacağı umuduyla her zorluğa dayanıyorlar. Fakat toprak artık verimsiz, toprak sahipleri çaresiz, devlet bencil, umutlar boştur. 》Ailenin yolda yaşadıkları, paralarını yettirmek için gösterdikleri çaba, bu uzun yolculukta kaybedilen aile bireyleri ve maddi imkansızlık yüzünden onlar için bir cenaze bile yapılamayışı, çaresizlikleri tokat gibi çarpıyor yüzünüze. 》Yolculuk bittiğinde, hedefe ulaşıldığında adeta masallar diyarı gibi olacağını bekledikleri yaşantılarının daha da beter oluşunu, bir ekmek için, başlarını sokacak bir çatı için verdikleri mücadeleyi, aşağılanmayı, özellikle açlık hissi ve bunun psikolojik etkilerini çok gerçekçi yansıtmış yazar. 》Her aile bireyi üzerinde detaylı olarak durulmuş. Benim favori karakterim Anne idi. Öyle fedakar, öyle güçlü, öyle kusursuz bir kadındı ki. Eminim okuyan herkes hayran olacaktır kendisine. Ailesinden kim yıkılacak gibi olsa anne onun yanında güçlü bir direk gibi duruyordu her daim. 》Tom karakteri de aynı şekilde. Sorumluluk duygusunu iliklerinize kadar hissettiriyor. Bunun dışında Rose karakterinin mızmızlığı beni çileden çıkardı. Ruthie ve Winfield ise kitabın en eğlenceli detaylarındandı. 》Bu şekilde aile kavramı da çok derin anlatılmış. Bütün bireylerin birbirine bağlılığı, bazen anlaşmazlıklar olsa da hep tatlıya bağlanması, birbirleri için fedakarlık yapmaları, zorluklar karşısında birbirlerinden destek almaları çok güzel işlenmiş. Çoğu eyalet bu insanlara karşı ırkçı bir tavır takınırken, onları topraklarında istemezken, bütün göçmenlerin de tek bir aile haline gelişi üzerinden çekirdek aileden adeta bir büyük aileye geçiş vurgulanmış. 》Bir negatif yorumum var ki o da: sahne geçişi gibi kullanılan, olaylardan kopup dönemin halini anlatan 3 5 sayfalık bölümler... Bunlar biraz okuma hızımı düşürdü ve beni sıktı diyebilirim. 》Kendisi de bir çiftçi çocuğu olan Steinbeck eserlerinde hep işçilere ve toplumsal konulara odaklı. Sıradan insanlardan güzel ve etkileyici hikayeler çıkabileceğini bize gösteren bir yazar. Bu açıdan okumayı da sevdiğim bir isim oldu kendisi. 》Kitabın 1940 yapımı filmi de varmış. İlgilenenlere bu detayı da verelim. 》İşin kıssadan hisse kısmına gelirsek, bir fincan kahve içmenin, bir ekmek yemenin kıymetini bilmek, ailenin yanımızdaki yegane destek olduğunu unutmamak gerek. 》》Kimse dünyadan parayla göçmüyor. Bu açgözlülük, bu doymazlık, bu emek sömürüsü neden? Adaleti gözetmek, elindekini paylaşmak, yetinmek, eşit olmak neden bu kadar zor? Tanrı inancı olan insanlar için başkalarının hakkına bu kadar kolay girmek neden? Her insanın kendini sorgulaması gereken konular vardır. Bu kitapta da karşınıza çıkacaktır. Kısacası efendim şiddetle tavsiye ederim. Kitapla kalın...