Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

535 syf.
8/10 puan verdi
Eğitim konusu Türkiye’de Batılılaşma sürecinden itibaren devamlı konuşulan ve belki de günümüzde daha fazla konuşulması gereken temel sorunlarından biridir. Günümüzde özellikle otoriter eğilimlerin daha belirgin olması nedeniyle eğitim politikası hakkında bilgi sahibi olmak daha da önem arz etmektedir. Yıllardır eğitimin önemi konusunda hemen hemen uzlaşma varken “Nasıl bir eğitim?” sorusu sorulduğunda ihtilaflar gündeme gelmektedir. Yazar bu anlamda Türkiye’nin temel sorunlarından eğitim sorununu, köy enstitüleri bağlamında ele almıştır. Bu bağlamda köy enstitülerine kadar Türkiye eğitim tarihi konusu işlenmiştir. Ardından köy enstitülerine giden süreç, köy enstitülerinin kurulması, gelişim süreci, bunların Türk eğitimine katkısı ve son olarak da köy enstitülerinin yıkılması/dönüştürülmesi konusu ele alınmıştır. Köy enstitülerinin mimarı İsmail Hakkı Tonguç olduğundan eser önemli ölçüde Tonguç’un düşüncesi, yaptığı faaliyetler ve mücadelesi üzerinden ele alınmıştır. Köy Enstitüsü modeli bağlamında İslam uygarlığı çerçevesi içerisinde hocanın köydeki işlevine değinilmesi dikkat çekicidir. (s. 159) Yazara göre köy enstitüleri Türkiye’ye has özgün bir modeldir. Mali olanakların son derece kısıtlı olduğu bir dönemde köy enstitüleri eğitime kalıcı katkı sağlamıştır. Köy enstitüleri ile ilgili temel sorun ideolojik bakış açısından kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda yazar köy enstitülerine yöneltilen eleştirilere tam anlamıyla cevap vermeden iddiaları yalanlamış veya gereği gibi ele almamıştır. Kanımca yazarın temel sorunu köy enstitülerinin Kemalist rejim çerçevesinde ele alınabileceğine inanmasıdır. Zaten bu nedenle de iddiaları gerçek anlamda yanıt vermemiştir. Hâlbuki köy enstitüleri gerçek anlamda bir eğitim modeliyse, ki öyledir, bunun sadece belli bir ülke ve rejime hasredilmemesi gerekir. Demokratik liberal bir toplumda da bu modelin uygulanabilir olduğunun ortaya konulması önem arz etmektedir. Yazar hangi sebeple olduğu açık olmamakla birlikte köy enstitüsü modelinin demokratik liberal bir toplumdaki uygulanabilirliği konusuna değinmemiştir. Sanki Kemalizm dışında bu modelin uygulanamayacağını ima etmektedir. Bu husus da az ya da çok köy enstitülerine yöntem olarak değil, endoktrinasyon bağlamında yapılan eleştirileri doğrulamaktadır. Yazar eserin oluştururken yerinde inceleme dâhil birçok araştırma yöntemini kullanmıştır. Bu yönüyle eser son derece özgün olup hâlâ aşılabilmiş değildir. Yerinde inceleme, birebir görüşme ve değişik araştırma yöntemleriyle elde edilen veriler eserin kıymetini son derece artırmaktadır. Bu anlamda yerli araştırmalarla genel olarak karşılaştırıldığında son derece alana katkı sağladığı ayan beyan ortadadır. Yazarın köy enstitülerinin yıkılması/dönüştürülmesi aşamasında dile getirdiği bazı görüşler demokratik liberal değerler bağlamında kabul edilebilir nitelikte değildir. Bu bağlamda seçimlerin demokratikleştirilmesinin katkısının olmadığı ve varlık vergisi olayında olayın müsebbibi CHP’yi değil de ırkçıları suçlaması dikkat çeken örneklerdendir. Kamusal eğitimim iğdiş edildiği günümüzden geriye baktığımızda köy enstitüleri ile özgün bir modelin Türkiye’de uygulandığını ve uzun vadeli bu girişimim meyveleri alınmadan ortadan kaldırıldığını acıyla görmekteyiz. Köy enstitüsü modeli demokratik liberal bir formatta devam ettirilseydi ülkenin eğitim sorununun çözümüne önemli katkı sağlayacaktı. Ancak bu girişim ülkedeki ideolojik karşıtlıkların kurbanı olmuştur. Eser yazım kuralları bakımından özenli değildir. Aynı paragrafta Anayasa’nın ilk harfi küçük ve kelimeye gelen çekim eki ayrılmazken özel bir kanun ismi (Köy Kanunu’ndaki) yazım kuralına uygun yazılmaktadır. (s. 148) Bu nedenle eserin bir musahhihin kontrolünden sonra sonraki baskısının yapılması uygun olacaktır.
Türkiye'de Köy Enstitüleri
Türkiye'de Köy EnstitüleriFay Kirby · Tarihçi Kitabevi · 201542 okunma
·
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.