Gönderi

Yaşamanın sevincini yalnız felaketlerden, facialardan sonra tatmaz insan. İnsan, yaşamanın, insan olarak yaşamanın, insan olarak var kılınmış olmanın sevincini öyle köklü bir yerden hissetmeli ki, o, facialar ve felaketler içinde bile, ölüm anında bile, evrene gülümseyen gözlerle bakmayı terk etmesin. Ölüm anında bile, hayatını heba edilmiş bir hayat saymasın. Yaşadığı her an ona yeni sevinçlerin kaynağı olsun. Ayrılıktan duyduğu hüzünle, kavuşmayı eriştiği neşve, her ikisi de, ona sevincin tecellileri olarak görünsün. Kısaca insan, bütün bu oluş sürecini kesintisiz olarak gözlemlesin.
Sayfa 107Kitabı okudu
·
43 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.