Gönderi

Gece buz gibi soğuktu. Atlar çifte atıyor, burunlarından soluyordu, burun deliklerinden buharlar fışkırıyordu. Berberin kulübesi, ay ışığında masalımsı bir görüntüye bürünmüştü. Kitaplarda yazan orman cadısının kulübesini andırıyordu. Geralt'ın ardından dışarı çıkan Milva çekinerek hafifçe ök sürdü. Uzun gölgesi Geralt'ınkine karıştı. "Neden gelmiyorsun içeri?" diye sordu Milva. "Gerçekten kızdın mı onlara?" "Hayır." "O halde neden ay ışığının altında tek başına duruyorsun?" "Hesap yapıyorum." "Hı?" "Brokilon'dan yola çıkalı on iki gün oldu, altmış mil kadar yol katettim. Söylentilere göre Ciri, Nilfgaard'da, imparatorluğun başkentinde, dolayısıyla onunla aramda yaklaşık iki bin beş yüz mil bulunuyor. Basit bir hesaplamayla ortaya çıkıyor ki bu hızla ancak bir yıl ve dört ayda oraya ulaşabilirim. Ne diyorsun buna?" "Hiçbir şey." Milva omuzlarını silkip yeniden hafifçe öksürdü. "Hesabım seninki kadar iyi değildir. Okumam yazmam zaten hiç yok. Ben salak ve basit bir köylü kızıyım. Senin yanına yakışmam. Konuşmak isteyeceğin biri de değilim."
Sayfa 170Kitabı okudu
·
62 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.