Pervasızca akıp geçiyor zaman ve bütün şehir uyuyor uzun ve kıvrımlı yolların soğukluğundan bihaber. Şehir, tozlu sonbaharı yaşıyor yerdeki yapraklarda ve gökyüzünden çekip giden cemrenin, soğukluğu geliyor şehrin üzerine esen rüzgârlarla. Şehir uyuyor, güzel bir dostun gidişinden bihaber.
°
Herkese selamlar kitapsever dostlarım. Bugün sizlere yeni bir yazar ile geldim.
Ahmet Alperen Özbek ⠀ོ 'in kaleminden "Talep" kitabı.
Bu kitabı @80s.lady' in moderatörlüğünde güzel bir grupla okuduk.
Kitap biraz içsel yolculuk tarzında yazılmış. Karakterin içsel yolculuğu ile tüm insanlığa aslında verilen dersler niteliğinde.
Karakterimizin küçük bir çocukla konuşmalarıyla güzel sözler, nasihatler tarzında ilerliyor kitabımız. Çocukla konuşuyor ama aslında tün insanlara anlatıyor bunları. Küçük bir çocuğun kullanılması biraz olmamış gibi geldi bana. Böyle anlamlı sözleri dinleyip birde yorum yapması bence yaşına göre fazla gelmiş. Tam bir içsel yolculukla anlatılsa daha güzel olabilirdi.
Olaylar çabuk ilerliyor biraz daha sürdürülebilir olsaydı güzel olurdu. Dediğim gibi içeriği, nasihatleri çok iyi ama olaylar arası biraz askıda kalmış.
Kitabın ilerleyen sayfalarını daha bir sevdim. Diline alışınca son sayfalar adeta aktı gitti. Çok güzel dersler aldım bu satırlarda.
Yoğun bir kitap olması ayrı hoşuma giden tarafı. Okurken sorgulatan ic dünyamıza yolculuk yapmamizi sağlayan bir konusuyla öyle hemen okunup bırakılacak gibi değil.
Yazarımızın yolu açık olsun daha nice güzel kitapları olsun. Güzel dilekler içinde teşekkür ederim. Daha güzelleri sizin olsun
Ahmet Alperen Özbek ⠀ོ .
#Alıntılar
Yorgunum ve kaç yaşında olduğumu hiç bilmiyorum ,belki yetmişimi devirmiş bir cinar tohumu, belki hala anamın doğum sancısı.
" Birisinin sözü güzelse dinleyicidendir. Muallimin heyecanı ve işe iyi sarılması, çocuğun tesiriyledir" diyor Hz. Mevlana...
Yolları denize çıkan memleketlerin hiç tanımasam da içime esen ılık bir meltem rüzgârıydı belki de. Odamdaki fotoğrafı duvarımın en güzel yerinde asılıydı. Fakat onu tutan beton çivisini yüreğimde taşıyordum sanki. Bu en derin acının tarifi yoktu.