Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

164 syf.
·
Puan vermedi
·
23 günde okudu
KÖPEK GİBİ YAŞAMANIN DEĞERİ
Platon, Diyojen için “delirmiş Sokrates” diyor. Doğruluk payı çok, zira felsefeyi yaşamına uyarlayan filozofların başıdır Sokrates ve Diyojen (Diogenes) de onun bu yönünü en aşırı derecesine vardırıyor: Doğanın bize verdiklerinden başkasına sahip olmamak, asla kimseye, Büyük İskender’e bile minnet eylememek, mutluluğu Stoacılar’ı kıskandıracak kadar “içerilerde” aramak, bir nefret kamburu pahasına amansız ve zehirli bir “at sineği” olmak… Bizde tasavvufî, kalenderî, melâmî, bâtınî, vb. adlar verilen bu gibi düşünce sistemleri evrenseldir. Hatta diyebilirim ki, asıl evrensel olan dinler değil, neredeyse her dinde bulunan tasavvuf unsurlarıdır. Çünkü izine çok eskilerde bile ve her coğrafyada rastlanır. Ne de olsa, kayıtsız kalınamaz en yüksek hakikatin (hayatın kısalığı ve geçiciliğinin, insanın acizliğinin) mecburen kabul edilmesi, yani teselli yerine geçer, çoğu zaman sıkıcılıktan da uzaktır. Din ve inanç ile kurduğu sarmaş dolaş ilişki de doğal olarak bu noktalardan kurulur. Birçok şeyde olduğu gibi, tek tanrılı dinlerdeki tasavvufun da kaynağı Antik Yunan (Daha derinlerdeki Hint inançlarını ya da felsefesini de unutmamak gerek). İki geleneği de okuyanlar, benzerlikleri kolayca görebilirler. En bilinen isimleri Antisthenes ve öğrencisi Sinoplu Diyojen olan Kinik (Köpek) Felsefe ise, bahsedilen benzerliklerin en çarpıcı seviyesine ulaşmasıdır (Fıçıda yaşadığı söylenen Diyojen’in, isteyerek seçtiği köpeklere yakışır hayatı ve yanında hep bir köpek durduğu hâlde resmedildiğini hatırlayalım. Kinik sözcüğünün, Diyojen’in eğitim gördüğü okulun adından geldiğini söyleyenler de var). Özellikle Diyojen’in yaşamı ile, Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşunda rol alan Kalenderî ve Haydârî dervişlerinin yaşayışı ve hayata bakışları neredeyse aynıdır (Doğrudan olmasa da, bu geleneği daha sonra Bektaşîler ve Alevîler benimseyeceklerdir). İnsanlara dindarca bir rahatlama vermesi ve büyük bir bela olan kibirden arındırması bir yana, bana göre kültürümüzün ve de edebiyatımızın en üstün hâlini tasavvuf sistemine dâhil görüyoruz. Tekke edebiyatı da denilen bu gelenek, hem dil hem tarih hem de mitoloji (kısacası Şarkiyat) bilgisi gerektirdiği için, Türkiye’deki her okumuş-yazmış kişiye bunun hakkında bilgi sahibi olmak yakışır. Eğlencesi ve terapisi de cabası… Bu sahada Abdülbâki Gölpınarlı’nın şerhli eserlerini okumanın bir vazife sayılması gerektiğini naçizane hatırlatırım. Elbette İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan bu cânım eseri de…
Kinik Felsefe Fragmanları
Kinik Felsefe FragmanlarıAntisthenes · İş Bankası Kültür Yayınları · 2020271 okunma
·
165 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.