Kendi de ismi gibi güzel olan bir kitapla daha vedalaşma zamanı geldi.. Benim çok keyif alarak okuduğum bir kitap oldu.. Peyami Safa, eserinde mistisizmi, felsefeyi ve dini harmanlayıp Türk edebiyatında çok alışık olmadığımız bir tarzla karşımıza çıkıyor.. Olay örgüsü, kitaptaki konuşmalar, olayların gittiği yön sizin merakla kitaba devam etmenizi sağlıyor.. Olaylar başkarakterimiz olan "materyalist" Ferit'in etrafında dönüyor.. Tabi ki Ferit'in düşünce dünyasındaki evrim benim hoşuma gitti..;) ama bu denli keskin bir dönüş, bu kadar kısa sürede gerçekleşebilir mi, bu noktada biraz şüpheliyim.. galiba yine derdim uzun uzun okumaktı.. Özellikle Ferit'in hikayesinin, kitaba adını veren Matmazel Noraliya'nın hikayesiyle kesişmesinden sonraki olaylar bence çok kısa ve yüzeysel geçilmişti.. ki ıtiraf etmeliyim ki sevgili Noraliya'nın hikayesini çok çok çok okumak isterdim.. keşke sayın yazar bu hikayeyi Noraliya'nın gözünden yazsaymış.. bu içimde bir ukte olarak kalsa da genel olarak leziz bir kitaptı diyip esere hakkını teslim edeyim.. maddenin kıskacından kurtulup ruha erişmek daha doğrusu ruhu hatırlamak az şey midir? Duyduğumuzu sandığımız zamanlarda bile hep bir susturma telâşı içerisine düşmüyor muyuz, hep aslolana şüpheyle yaklaşıp, inkar etmiyor muyuz.. Kendi adıma artık değil çünkü insan ancak ruhuyla yükselebilir... ;)