Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

80 syf.
·
Puan vermedi
La Citta Del Sole 1602'de adını d'Aguino'ya ithafen Thomasso'dan alan Campanella'nın bu ünlü eseri, 17.yüzyıl başlarında Avrupa'nın düşün merkezindeki geçiş dönemine önemli bir örnek eserdir. Telesio'nun deneysel alan ve duyusal bilincine dayalı bir felsefe öğretisini kabul eden Campanella okültik faaliyetlerde de bulunmasıyla bilinen ve hatta uzunca bir süre devam eden müeyyidelerle karşı karşıya gelmiş bir hümanisttir. Cogito Ergo Sum yani 'düşünüyorum öyleyse varım.' Campanella dünyasında içsel bilgi(sensus additus) ve dışsal bilgi (sensus abitus) formuyla karşımıza çıkar. O, bilginin ve tanrı bilgisinin ancak bu bilinç türleriyle insanda var olabileceğini açıklamıştır. Eserin bir geçiş döneminde yazıldığını en iyi gösteren iki örnek yazarın kadının toplumsal işlevselliğinin arttığını gösteren bir içerik oluşturması ve gerçekte ise Papa'dan kilise reformu talep etmesidir. Kent, inanç, toprağa ve insana verilen önem, eğitim, savunma sistemine ilişkin farklı çağrışımları barındıran bu ütopya, diğer pek çok ütopyada da olduğu gibi komünal - kollektivist bir toplum yapısı önermektedir. Kudüslü bir şövalye ve Kolomb'un keşiflerine katılmış Cenevizli bir denizci arasında diyolog olarak verilen bu yazına genel bir yorum yapılacak olursa; Elbette okültik, astrolojik bilgi birikim ütopyanın baş yazarıdır. Yedi gezegen vurgusuyla planlanan kent planı buna bir örnek görülüyor. İnsanlar kendilerine ait aşkı kaybettikleri zaman geriye sadece ortak yaşam kalıyor (sf 34) Eserin sonunda her ne kadar özgür irade kavramı vurgulansa da Güneş yurttaşlarında aslında ütopyalar bir determine alandır. Velhasıl özgürlükte kurgulanmaktadır burada. İnsan ilişkilerinde denklik göze batan önemli bir husus olduğu için makul olan huyu huyuna deyişinden ötede değildir. Mülkiyetin ortaklığı gibi filozof kral vurgusu da Antik çağ hatırlatmalarını sunmaktadır. Pon(kuvvet), Sin(bilgelik), Mor(aşk) zaten güneşin yardımcılarıdır, ilahi işlevi formelleştiren birer aracıdır. Bunun dışında özgürlük, eşitlik, hak vs. tüm kavramlar birer memurluk gibi bahşedilmiş, yani erdem bürokratikleştirilmiştir. Elbette erdemlerin en büyüğü Güneştir. Bilgelik; katmanlar halinde mevcuttur ve bu bir academia niteliğindedir. Hukuk, common lawdan bozma ve kısası içermektedir. Böylece kaideler bir töreyi andırmaktadır. Denklik vurgusu sadece toplumsal işleyişin sıhhatinde değil, bahşedilen hayatı daha da manevi kılabilmek için bir aracı olmaktadır. Eserin son kısımlarında vurgulanan, kimden ne bekliyorsan sende ona onu göster bu açıdan düşünülebilir. Bir ada metaforu, yeni keşfedilen bir halk, dünyayı en baştan yaratırcasına bir kurgu. Ütopyalar bizim için bir yol gösterici olmaktan ziyade ya böyle olsaydı sorusuyla bizi meşgul etmelidir. Ütopya okumaları için ele alınması gereken bir kaynak olmakla birlikte; düşsel, inançsal vurgulamaların yoğunluğu somutu anlaşılabilir kılmaktan uzaklaştırıyor. İyi okumalar..
Güneş Ülkesi
Güneş ÜlkesiTommaso Campanella · Öteki Yayınevi · 20173,497 okunma
·
696 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.