“ Kendisinin kaybettiği ve kardeşinin bulduğu her şey için ağladı. Duchess avucunun içini cama bastırdı ve kardeşiyle vedalaştı.” “ Kaliforniya’da okyanus manzarasına bakan yamaçlarda, sakin bir kasaba. Duchess Day Radley, tutunamamış yetişkinler dünyasına doğmuş, on üç yaşında bir kız, kendi deyişiyle bir “kanun kaçağı”. Beş yaşındaki kardeşi Robin’i büyütmek ve otuz yıl önceki bir cinayetle enkaza dönüşmüş annesi Star’ı kollamaktan başka gayesi yok. Walk, büyüdüğü kasabadan hiç çıkmamış bir polis şefi. En yakın dostu Vincent’ı hapse yollayan ifadeyi vermenin acısı ve yitirilen güzel bir yaşam umudunun yaraları asla iyileşmemiş. Otuz yılın ardından Vincent’ın serbest kalmasıyla geçmişin nefesi bugüne karışıyor. Duchess, annesini korumaya çalışırken kasabaya felaketi getiren fitili ateşleyecek ve yüzleşilemeyen gerçekler ortaya serilecek.” Cape Haven kasabası, kendi halinde yaşayan insanlar ve rutin akan bir hayat ile devam ederken aniden küçük bir kız çocuğunun kaybolması ile sarsılır. Herkes dört tarafa dağılmış kızı araken cesedi ile karşılaşırlar. Dört arkadaş Walk, Martha, Vincent ve Star. Henüz çocuk yaşta olmalarına rağmen birbirlerinden ayrılmaz sıkı bir dostlukları vardır. Ölen kızımız Star’ın kardeşidir ve katil Vincent çıkmıştır(?) aradan otuz yıl geçmiş Walk polis şefi olmuştur. En yakın arkadaşının hapisten çıkması kasaba halkı için tedirginlik yaratırken Star kardeşinin durumundan sonra iyice yaşamdan kopmuş iki çocuğuna bakamaz hale gelmiştir. Olaylar buradan sonra öyle bir boyut alıyor ki dostluğu, aile bağlarını, sevgiyi, güveni kendi içimizde sorguluyoruz. Yalan ve doğrunun çarpıştığı harika bir kitaptı. Durağan ilerlemesine rağmen sonu ile epey sarsıldım ve tahminlerim doğru çıktı. Her karakterin farklı bir dünyası vardı. Bilhassa Duchess seni sarıp sarmalayasım geldi:((

Sondan BaşlıyoruzChris Whitaker · Domingo · 0270 okunma

·

231 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Canan Çelik