Gürcü Edebiyatı her gün okuduklarımızdan değil. En azından benim için. Kitabın sayfalarını çevirmeye karar verirseniz; edebiyatın sadece bir kaç ülkeye mahsus bir durum olmadığını daha net söylemek gerekirse edebiyatı neticede ülkelerin değil insanların ürettiğini görmek keyfine ulaşacaksınız.
Hikaye İran sınırları içinde ama İran'ın en güçsüz olduğu dönemde 1. Dünya Savaşı sonlarına doğru Urmiye Gölü civarında geçiyor. Bize samimiyeti, düşmanlığı, çıkar için din dahil her şeyi ortaya koyabilecek insan kılıklıları kısaca hayatı anlatıyor.
Kahramanımız; Ruslar, Müslümanlar, Gürcüler, Hristiyanların, Azeriler, Osmanlılar kısaca her din ve milletten insanın yaşadığı kırsalda bir şehirde bulunan Kızıl Haç'a ait bir hastaneye başhekim olarak gönderilir. Ancak gördükleri hastalardan çok hastalıklı güç savaşlarıdır. Bunlarla başa çıkmak için verdiği mücadeleyi sürükleyici bir kurgu içinde okuyoruz.
Mutlaka okunmalı.