#kitapyorumum
Bukowski okurken çamurlu bir yolda beyaz ayakkabılarıyla yürüyen insanoğlunu görüyorum. İnsanı baştan aşağı kirleten hayat karşısında savaşmaktan yorulmuş insanı... Her şeyi apaçık söyler yazar, tabuları yoktur, kutsalınıza dil uzatır. Cesaret ister bu kitabı yarıda bırakmadan okumak bence. Çünkü küçük bir çocuğun hayatı elbirliği ile nasıl mahvedilir bunu görürüz. Banyoda babası tarafından yok yere defalarca dövülür Henry ve sorar annesine: Neden mani olmadın!!! (İşte bu can alıcı kısımlardan biriydi benim için)
Her şeye isyan edip duruyorsun, hayatla nasıl baş edeceksin diye sorar bi yerde yazar. Cevabı veremez Henry, etrafına bakınırdurur. Ne annesi ne babası ne sığındığı içki ne okuduğu üniversite hiçbiri anlam katmaz onun yaşamına. Amaçsız yaşayan insanı sembolize eden Henry, savaş gerçeğiyle biraz uyanır gibi olur ve orda kitap biter. Sonunu siz düşünün der gibi yapar Bukowski ve çeker gider.
Yazarın bol küfürlü üslubu, değindiği konular artı on sekiz yaş sınırı getiriyor okuyucuya. Fakat natüralizmi doruklarda hissettirmesi bakımından okunmalı, tavsiye ederim.