Bir çiçeği koparmadan koklamayı bilmiyorsunuz
bayım
Dövüşmeden barışmayı.
Siz insan olmayı hiç denemediniz bayım
Ne güneşin küfür yemediği kaldı sizden ne
yağmurun
Çamurun içinden çıktık diyorsunuz ya hani Siz o çamuru bile kirlettiniz bayım.
Sanıyorsunuz'ki dünya sizin etrafınızda dönüyor
Ama sadece sanıyorsunuz bayım
Yaşıyorsunuz ama yaşattığınız kaç umut kaldı elinizde?
Dilinizde hep aynı pelesenk olmuş kelimeler.
Kaç kitap okudunuz bayım?
Kaç güzel cümle çıkar ağzınızdan
Kaç defa anlamaya çalıştınız kendinizi
Yüzünüzü mosmor eden koca bir yalnızlığınız var.
Ama göremiyorsunuz.
Burnunuzun ucundayken doğru olan
Siz kolayına kaçıyorsununuz Yanılıyorsunuz bayım çok yanılıyorsunuz
Yok saydığınız herşey sizi çoktan unuttu.
Kimbilir kaç saksıyı kırdınız
Kaç çiçeği kuruttunuz
Siz papatyaların sadece yapraklarını koparmayı
sevdiniz bayım
Dinlemeden konuşmayı
Anlamadan anlatmayı
Sevmeden sevilmeyi istediniz hep
Bilmiyorsunuz bayım
Ben acıdan şiirler yazıyorum
Kandan duvarlar örüyorum beynime
Sırf duymamak için o kibirinizi
Kalbimde çocuklar büyütüyorum
Evimde çiçekler.
Ben sizin sevmediğiniz herşeyi seviyorum
bayım
Sokakta tekmelediginiz köpekleri
Nankör ilan edip küfrettiginiz kedileri
Ayaklarınızla ezdiginiz karıncaları
Yağmuru
Güneşi
kadınları
Sizin o hor gördüğünüz herkesi her şeyi
seviyorum
Ben aykırıyım bayım
Ama herşeyden önce insanım
Ve vicdanımı henüz bir dar ağacına
asamayanlardanım
Yaşım 16 ama yaşlanıyorum
Sizin kör baktığınız hayatın çıplak halini
yaşıyorum
Ben aykırıyım bayım
Hergün önüme süslenerek çıkan sistemin
düşmanıyım
Bir çocuk ölünce anne oluyorum
Bir anne ölünce yetim.
Siz daha çok büyümek isterken
Ben iyice küçülüyorum
Yaşımdaki rakamlar değişiyor
Birde saç rengim
Şimdi gidip kendime yeni bir uçurtma alacağım Siz büyük olmanın keyfini çıkarın bayım
Ben hep çocuk kalacağım!