Sahnede biri prensi, bir başkası danışmanı, bir üçüncüsü
hizmetçiyi ya da askeri ya da generali vb. oynar. Ama bu
farklılıklar yalnızca dış görünüştedir: İç dünyada böyle bir
görünüşün çekirdeğinde, herkeste aynı şey yatar: Eza ve cefa
içinde yoksul bir komedyen. Yaşamda da böyledir. Rütbe ve
zenginlik farklılıkları herkese oynayacağı rolü gösterirler;
ama bunlara asla içsel mutluluk ve hoşnutluk farklılıkları
karşılık düşmez; burada da, herkesin içinde aynı zavallı saf
adam vardır; elbette malzemesi herkeste farklı olan ama
biçimi, yani asıl özü gereği herkeste hemen hemen aynı olan
eza ve cefa içinde; derece farklılıkları bulunsa da, bunlar asla
rütbeye ve zenginliğe, yani role göre ortaya çıkmazlar.