Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

kapitalist Söyleminin kritiği
İhmal edilen, mahrum kalmış aç bebek; değersiz, öfkeli, korkmuş halde, bu dehşet veren tecrübeyi salt iyi, böbürlenme şeklinde görülen bir kendilikle aşmayı umar. Fit bir vücut, spor araba, kariyer gibi takıntılı uğraşlar ortaya çıkar. Fakat meselenin aslına gelirsek kimse kimseyi arabası pahalı diye sevmez. Tersine enayi bir zengin çocuğunu kullanmak isteyen çok olur, o da sevilmediğini farkettikçe daha da böbürlenerek, cinsel yahut parada performans peşine gömülerek problemini daha da derinleştirir. Böbürlenen benlik, popüler kapitalist ekonominin temel hedefi. Ciklet reklamlarından siyasete, bireye günlük gerçekten kopuk, daima aş kendini, bul kendini, seni kim tutar mesaji verilir. Bundan geriye düşmek ise ibretlik olmak, loser'lıktır. Bunun etkisi, sahip olma, erişme ve kaybetmenin her birinin kendine has suçluluk duygusu ve kaygıları. Kapitalist tüketim kişiye sürekli olarak böbürlenme araçları önerir, bunların tipik özelliği, mesela bir arabayı aldığın andaki sevincin 2 haftaya sönmesi, 2 ay sonra başka arabalara bakmak, daha sonra ise bildiğimiz yoksunluk duygusudur. İnsandaki yoksunluk hissi hep olacak, bu da kadim bir ticaret alanı olarak varlığını sürdürecektir. Bugün granit kaplı banyo olur, yarın başka bir ticari ürünle karşımıza çıkar. Bu tamamlanmışlık fantezisini terketmek bir melankoliyi beraberinde getirir. Dostlarla beraber kederli bir türkü söyler gibi, göğsündeki acının sende gerçeklik hissini yoğunlaştırdığı anları kastediyorum. Bu tür bir hüzne, denebilir ki bütün bir siyaset kurumu karşıdır. Siyaset ya bu tür bir böbürlenmenin pezevenkliğini yapar, ya da mahrum bırakılanın boğuşup kaldığı haset üzerine biner. Böbürlenmenin pezevenkliği kapitalistlere, haseti daha da alevlendirip at sürer gibi üstüne binmek otoriter yönetimlere kalmıştır. İkisi de insandaki zaafın üzerine gelişmiş siyasetler olarak, zaafı gidermeye değil kalıcılaştırmaya yarar. Kapitalizm, faşizm, sosyalizm analizlerinde öznenin öteki ve otoriteyle ilişkisi kadar, bu bölünmüş doğası da önemlidir kanımca. Tek tek insanların büyük anlatılar peşinde koşma ihtiyacı da buradan köken alıyor belli ki. Bir anlatının toplumu organize etmeye muktedir hale gelmesi için, kadim çaresizliğimize bir teselli önermesi gerek, öyle veya böyle.
·
93 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.