Gönderi

Eskiler "Tenkit" derdi, artık "Eleştiri diyoruz. Bir şeyleri sorgulamak ve onun hakikat ile ne denli örtüştüğünü görmek istiyoruz. Gayet doğal bir ihtiyaçtır bu. Oysa toplumsal sevgi ve güven yara aldıkça herhangi bir eleştiride ilk olarak niyet sorgulanıyor. Neyi eleştirdiğinizden ziyade niye eleştirdiğiniz hakkında yorumlar yapılıyor. Ve nihayetinde asıl öğrenilmek istenen kısma geçiliyor. "Sahi, bu adam kimden taraf? Bizden mi, onlar dan mı?.." Kıstaslar ilke ve değer yerine kadro ve kimlik üzerinden belirdikçe eleştirmenin adı gaflet, dalâlet ve hatta hiyanet oluyor. Bu durum sadece siyasette değil iş hayatında, okulda ve adım adım yaşama dair her sahada karşımıza çıkmakta... İyiyi, güzeli, doğruyu aramanın yollarından biri olan eleştiri kültürü tedavülden kalktıkça boşalan kısım övgüler ve pohpohlamalar ile doluyor. Herhangi bir işte birilerini sonuna kadar desteklemenin kardeşlik olduğu vehmi yaygınlaşıyor. Halbuki; "Seven över, sevmeyen eleştirir!.." bakışı üç-beş yaşındaki bir aklın ürünü değil midir? Ya da kendine güvensiz, temeli zayıf yetişkinlerin....
·
43 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.