Eminim çok azımız şu cümleyi kurarız "Bir daha dünyaya gelsem yine kendi hayatımı yaşamak isterdim" Hayatı dolu dolu yaşamış çünkü yaşamın anlam arayışını bulmuş ve hiç yorulmadan gerçekten yaşamış o yolda karşılaştığı her engel zorluk onun hiç durdurmamış, şaşırtmadan devam etmiş.O engel her neyse kaldırmış ve devam etmiş.Suyu yani yaşamın anlamının ne olduğununu bulmuş bundan zevkle dolu dolu yasamış.Çogumuz yaşamak şöyle dursun nefes alıyor sadece.Sonra sadece toprak.Ondandır gerçekten yaşayanlar fark yaratır, iz bırakır böyle hatırlanır göçüp gitse bile bu dünyadan. “Bir adam vardı. Suyu arıyordu. Toprağı üç kulaç kazdı. Suyu bulamadı. On kulaç, on beş kulaç kazdı. Gene suyu bulamadı. Sonra yerin derinliklerinde kara kaya tabakalarına rastladı. Yeise düştü, gücü sona erdi ve suyu bulmaktan ümidini kesti. Fakat bir ses ona: -Daha derinlere in, daha derinlere! dedi. Daha derinlere indi ve suyu buldu.” Okuyun lütfen size çok şey katacak eminim.Şevket Süreyya Aydemir gerçekten ne büyük değermiş ülkemiz için, maalesef kimse anlatamadığı gibi okumayınca da bilmiyoruz, geç öğreniyoruz. Kitap otobiyografik bir eser.Beni en çok etkileyen hayatının hep bir koşturmaca içinde dolu dolu geçmiş olması ve İdeallerinin peşinde hiç yorulmadan koşmuş olması.Yazarın hikâyesini okuyunca kendi yaşamım nasılda basit, boş geldi. Atatürk için yazdığı cümle kendi içinde geçerli aynen şöyle;" Sarayların çekiciliği kadar, sokak kalabalığının ve kör kuvvetin alkışlarına da kulak asmadan, halka rağmen, halk için çalışmak." Bu kitabın arkasından benimde yakın zamanda okuduğum yazarın "Toprak uyanırsa" kitabınıda okumanızı tavsiye ederim.

Suyu Arayan AdamŞevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitapevi · 20213,443 okunma

·

182 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.