«İngiliz Antropolog Geoffrey Gorer (1966), İturi erkeklerinin "erkeklikleri" ile ilgili metafizik kavramları destekletmek ve aralarında kıyaslamak yapmak zorunda olmadıklarını, görünüşe bakılırsa, bu yüzden eşcinselliğe rastlanmadığını gözlemiş. Oysa Batı kültüründe eşcinsellik son derece yaygındır: Her erkek eşcinsel olduğu endişesine kapılır, kendine sürekli aksini kanıtlamak zorundadır. Erkeklik kavramı şefkat duygularını yasakladığından, erkek kendini bunlara duyduğu özlemden kurtarmalıdır. Bu duygularını başka bir insanın üzerine aktarmak suretiyle, reddetmeyi ve hatta o insanda gördüğü bu duygulara karşı savaşmayı başarabilir.
Böylece bu metafiziksel kavramlar hayatımızı, ilişkilerimizi, şiddet eğilimlerimizi ve sonunda da yok oluşumuzu belirlemektedir. Bu kaçınılmazdır, çünkü gerçek bir insana giden yolların tahrip edilmesiyle ortaya çıkan çaresizlik öfke üretir. Kaynağını anlayamadığımız bu öfke ya kendimize yöneliktir, ya da üzerinde kendi yansımamızı gördüğümüz karşımızdaki insana.»