Gönderi

Sen bir taze haber gibi gelmiştin unutmadım Her gelişin bir taze haberdi unutmadım Aşktı alıpverilen altın bir vakitti yaşadığımız Bir muştuyu algılamanın sürekli gerilimiydi sanki unutmadım Can oynanırdı evlerde yollarda meydanlarda Can alınıp can verilirdi hiç unutmadım Sen uyurdun uykun bir tepeden seyredilen uçsuz bir vadi Kıyısından seyredilen bir denizdi sanki unutmadım Ah sevgili! Hayat görünürdü kapından, bir çırpınış yüreklerimizde Sen evinden çıktığında güneşler doğardı içimizde unutmadım Toprağa düşen tohum onda gizlenen renk şekil koku Senin için biçimlenirdi renklenirdi kokardı senin için unutmadım Ebedi masum çocuklar zamanın solmayan çiçekleri İstemişlerdi de ezan okumuştu Bilal bir sabah unutmadım O dirildi o dirildi diye birden çalkalanan sokaklar Ölüm ki sonsuza açılan bir kapıydı hiç unutmadım Ey aşk ey dirilik soluğu ey evrenin hareket kaynağı Nasıl unuturum nasıl unuturum hiç unutmadım.
Sayfa 106 - İz Yayıncılık, 13. BaskıKitabı okudu
·
322 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.