KUYUCAKLI YUSUF SABAHATTİN ALİ KİTAP YORUMUM( Spoiler İçerir )
Herkese merhaba bugün birçoğumuzun aşina olduğu Kuyucaklı Yusuf romanının yorumuyla geldim. Sabahattin Ali'yi genelde Kürk Mantolu Madonna kitabıyla tanırız fakat ben bunun sosyal medyada isminden dolayı popülarite kazandığını düşünüyorum. Tabii ki çok güzel bir roman fakat diğer romanları da unutulmamalı fikrimce . Gelelim Sabahattin Ali'nin ilk romanı olan Kuyucaklı Yusuf'a. Yusuf 9 yaşında annesi babası eşkıyalar tarafından öldürülen bir çocuktur. Kaymakam Selahattin Bey hem çocuğun kimsesiz kalmaması hem de erkek evlat isteğinden dolayı Yusuf'u evlatlık olarak alır . Kaymakamın karısı Yusuf'u istemez fakat son söz evin babasınındır ve Yusuf yeni ailesiyle yaşamaya başlar. Ailenin bir de küçük kızı Muazzez vardır. Saf, temiz, güzel bir çiçektir Muazzez. Yıllar içindeki abi kardeş ilişkileri ileride Muazzezin Yusuf'a başka duygular hissetmesiyle değişir. Yusuf buna kendi içinde karşı çıkmaya çalışsa da gönlünü çoktan kaptırmıştır Muazzeze . Bunun yanında toplumsal olaylar , zengin ve fakir halk arasındaki çatışmayı da görüyoruz kitapta. Ben kitabı severek okudum. Keşke Sabahattin Ali daha uzun yaşayabilseydi ve bu 3 muhteşem romanı dışında başka romanlarını da okuyabilseydik dedim. 42 yaşında suikast sonucu hayatını kaybeden Sabahattin Ali'yi de saygı ve sevgiyle anıyorum. Tüm eserlerini okumanızı tavsiye ederim. Şimdiden keyifli okumalar diliyorum. Aşağıya da en sevdiğim birkaç alıntıyı bırakıyorum..
Varlığı büyük boşlukları dolduracak mahiyette değildi; fakat yokluğu müthişti...
''O gelmez artık!'' dedi.
''Nereden biliyorsun?'' dedim.
''Gidişinden belliydi!'' dedi.
"Yaramın nerede olduğunu bilmiyorum. Yalnız bir yerlerim acıyor. Çok acıyor."
“İki insanın birbiriyle karşılaşması kadere, tanıştıktan sonra yan yana kalmaları ise onların gayretine bağlıdır.”