Sevdalar üzerinden sorgulanan bir sistem eleştirisi.
Cumhuriyetin ilk yılları, ağaya kul olmak yerine devlete vatandaş olmak isteyen köylüler. Gel gör ki, ağaya kulluklarını da ekmek su gibi öyle benimsemişler ki, bundan kaçış bile günah gelir olmuş. Hem bakalım kaçabilseler bile arkalarında onlara gerçekten sahip çıkacak, kollayacak, topraklarında barındıracak bir güç var mıdır?
Doğu Anadolu’nun dağlarında, ormanlarında, yaylalarında, mercan gibi parıldayan; can alan, can veren sularında, aşıkların hasretlerinde ve kavuşmalarında geçen bu yolculuk benim için en çok da güçlü kadınların romanıdır.
Gerçekten merak uyandıran bir sonla bitti. Kitabın ikinci cildiyle birlikte eseri tamamlayacağım yakın zamanda.