Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Kurgu ve gerçeğin muhteşem armonisi. 1882 Viyana’sının kış mevsimi… Varoluşsal sancılarını saplantılı bir aşk ile örtmeye çalışan, evli ve dönemin ünlü doktoru… Yalnızlığı ve ihanetleri içinde kaybolmuş, bunalımını sinir sisteminin en ücra köşelerinde hisseden, henüz tanınırlığı olmayan bir filozof. Kitapta güçlü bir kadın karakter olan Lou Salome, Breuer ve Nietzsche’yi bir araya getirerek bu iki adamın yaşamını bütünüyle değiştirir. Gıpta edilen bir hayatı, güzel bir kadına ve evliliğe sahip olan Breuer’in yaşamı, Viyana’daki tüm erkeklerin arzu ettiği türden bir yaşamdır. Her ne kadar dışarıdan imrenilecek bir hayatı olsa da Breuer’in takıntıları ve saplantıları onu zihinsel olarak harap eder. Ancak Nietzche ile tanışana kadar yaşadığı bu kaygıların pek farkına varmaz. Nietzche ise yalnızlığı ile baş başa kalmış, sürekli yazan ve düşünen, yaşamı boyunca migren ataklarına hapsolmuş, bunalımlar içinde kıvranan ancak Breuer ile tanışmadan (bunların farkında olsa da) çözümlemekte zorluk çeken karakterdir. Kışları Viyana’dan uzaklaşır, sıcak iklimlere, güneş ışığının bol olduğu yerlere, Güney’e gitmek ister. Tam da böyle bir dönem zarfında Lou Salome, yaşamlarında adete bir yaprak gibi oradan oraya savrulan bu iki adamı Nietzche’nin bunalımını çözmek adına bir araya getirmeye çalışır. Dönemin ünlü tıp doktoru Breuer, Anna O. vakasını başarı bir şekilde tedavi ederek ününe ün katar. Lau Salome bu vakanın Viyana’da yankılanmasının ardından Breuer’e ulaşır ve ondan Nietzche için yardım talep eder ve öykü tam da burada başlar. Kitap yarı kurgu yarı gerçeklerden oluşuyor. Nietzchenin bunalımı, Lou Salome olan sevdası ve ona duyduğu ihanetin bedeli, aralarında geçen bazı mektuplar gerçek olmakla birlikte Breuer’in özel yaşamına ilişkin çok az bilgi olmasından ötürü Yalom’un nelerin gerçek olduğunu veya nelerin kurgu olduğunu kitabın sonunda belirtmiş olması insanın öğrenme hissini tatmin ettirdiğinden dolayı sizi mutlu ediyor. Nietzche ve Breuer hiçbir zaman bir araya gelip psikanalizi ve konuşma terapisini bu şekilde meydana getirmemiş olsa da okurken kaybolup gidiyor, bazı cümleleri tekrar tekrar okutmaktan alıkoyamıyorsunuz kendinizi. Yaşama ve insanın kendisine dair her iki önemli karakterin aralarında geçen diyaloglar sizi düşündürmeye meylettiriyor, sorgulatıyor ve en önemlisi farkında olmanıza sebep oluyor. Herkes kendinden birşeyler bulacaktır bu kitapta. Söylenecek pek bir şey yok. Böyle bir kitabı dünyaya kazandırdığı için İrvin Yalom’a ve ben de okuyarak kendi gelişimime katkıda bulunduğum, zamanı en iyi şekilde kullanabildiğim için kendime teşekkür ediyorum.
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352,4bin okunma
·
152 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.