Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Sultan-ı Turan Sahipkıran Emir Timur
Timur, askerî bir lider ve bir devlet adamı olarak 32 yıl içerisinde (1370 - 1404), doğuda Altay Dağları’na, batıda Karadeniz ve Akdeniz'e, güneyde de İndus'a kadar uzanan bir imparatorluk kurmaya muvaffak oldu. Tarihçiler, Timur’un kurmuş olduğu devletin ve onun harp san'atınıın özellikleri ile, günümüze kadar meşgul oldular. Timur ve onun devri hakkında, şimdiye kadar sayısız incelemeler yazıldı. Araştırmacılar, onu, her ne kadar "Büyük Timur" olarak zikretmiyorlarsa da; dünya tarihinin en büyük şahsiyetlerinden biri olduğuna hükmediyorlar. Bazıları ise Timur’u, "dünya tarihinin korkunç bir siması" olarak vasıflandırıyorlar. Timur, icraatında daima alçak gönüllü idi ve harpte haşin, fakat barış zamanlarında yumuşaktı. Kendisine büyük bir ün temin etmek için, etkileyici herhangi bir unvana sahip olmaya bir değer vermedi. Çağatay Ulusu an’anesine bağlılığını, bu hanedandan Hanlar tayin etmek suretiyle, devam ettirdi. Bu Hanlar, Suyurğatmış-Han (öl. 1388) ve Sultan Mahmud- Han (öl. 1402) idi. Timur bu Hanların adına para dahi bastırdı, kendi adını da, bunların yanı başında "Büyük Emir" olarak yazdırdı. Bunun dışında, kendini «Bey» (veya Emir) unvanıyla takdim ederdi. Hayatının sonuna doğru «Sultan-ı Turan» adıyla anıldı. Türkistan'a, dünyada itibar ve mevki temin etmiş olan Timur; bugün dahi millî şuurun bir sembolü olarak kabul edilmektedir. Onun, zamanına ait emelleri ve eserleri, günümüzün insanları için bir heyecan kaynağı olmuştur. Bunun gerçekten böyle olduğunu, bir Türkistan âliminin neşretmiş olduğu en son kitabında ve Timur hakkında yazılan diğer eserlerde kolayca görebiliriz: " Timur, kendinden sonra imparatorluğun başına neler gelebileceğini tasavvur edemezdi. Onun askerî kuvvetleri; önce kendisine sadık, fakat daha sonra düşmanı olan Altınordu Hanı Toktamış ordusunu yendi. Timur, Sultan Yıldırım Beyazımın ordusunu da yendi. Birinci halde, Altınordu’ya tâbi olan Ruslar kuvvetlendiler ve onlar, 1480’den sonra kuvvet gösterisine katılma fırsatını elde ederek, giderek Türklerin amansız düşmanı oldular. İkinci halde ise, Türklerin Bizans politikası, 50 yıllık bir gecikmeye maruz kaldı. Timur, çok zaferler kazanmıştı; Çin’i de fethetmek istiyordu. 1404’te Çin seferine çıktığında, herhalde artık 68 yaşında idi. Timur, Otrar’da çadırında öldü. Onun ölümünden sonra imparatorluğunda bir sarsılma dönemi başladı. Oğulları ve ordu kumandanları, Timur'un halefini tayin hususunda çekişiyorlardı. İnsana has şımarıklık, iktidar hırsı ve Timurlu aristokratlardan bazı şahsiyetlerin, kendi gücüne olan güveni açığa vuruluyordu. Bu özellikler, beşerî bir insiyak olarak dünyanın bütün milletlerinde de bulunur. Fakat, Türkistan Türkleri, bu yüzden, diğer milletlerden daha çok ıstırap çekmek zorunda kaldılar. Üç yıllık bir iç harpten sonra, Timur'un, mistik tabiatlı ve aynı zamanda «ilim ve san’at incisi» olarak isim yapmış olan oğlu Şah-Ruh) (doğ. 1377), 1407’de babasının mevkiini ele geçirebildi ve ölümüne kadar (1447) imparatorluğu, Herat’tan idare ederek ayakta tuttu.
·
99 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.