Stefan Zweig’in ölümünden çok kısa süre önce kaleme aldığı bir eserinden bahsetmek istiyorum.
Bir insanın, akıl ve delilik arasındaki çok hassas çizgide, yaşama tutunma aracı olarak santraca sıkı sıkıya bağlanmasıyla kendisinde oluşan bir ÇILDIRMA evresine şahit olacaksınız. Psikanaliz yeteneğini duru, sade, ve akıcı bir dille kaleme alan yazar, aslında iki kişinin santraç yeteneğinden çok, bazı tutkularımızın ve yeteneklerimizin sınırlarını zorlamakla kendi kendimize verebileceğimiz zararlara değinmek istemiştir.
Santraç’ta öne çıkan iki karakter; Mirko Czentovic ve Dr. B. İki karakter New York'tan Buenos Aires'e gitmekte olan bir yolcu gemisinde yolcu olarak ve daha sonra gelişen olaylarla bir santraç masasında iki rakip olarak karşımıza çıkacaktır.
Mirko Czentovic yoksul bir aileden gelmektedir. Küçük yaşta babasını kaybetmesiyle bir din adamı tarafından yetiştirilmeye çalışılmış fakat eğitimini tamamlayamamıştır. Suskun ve sakin bir çocuk olan Czentovic’in tesadüfen öğrendiği ve onu santranç dünya şampiyonluğuna taşıyacak olan tek şey santranç olmuştur. Dr. B ise dört ay boyunca fiziksel değil psikolojik olarak şiddete uğramış ve bu yolla istediklerini elde etmek isteyen insanların elinde akıl sağlığını küçücük bir odada korumaya çalışan bir tutsaktır. Farklı bir mekanda sorgusu gerçekleşirken gördüğü bir kitabı çalmak o küçücük odada ki dünyasını değiştirmeye yetecektir. Santraç, iç dünyamızı yalnızlaştırmamızla oluşan düşünme ve kendi kendimizle baş başa kalma eyleminin, içinde bulunduğumuz ortamla ne kadar tehlikeli bir hale dönüşeceğini ve insan psikolojisi üzerindeki korkunç etkisini okura çok başarılı bür şekilde aktarıyor.
Okurken keyif alacağınız ve etkisinden uzun bir müddet çıkamayacağınız güzel bir eser.
Keyifli okumalar dilerim.
Satranç
·
92 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.