Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

104 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Bu ay okuma grubumuz @_ladiesbookclub_ ile resmen Asya edebiyatı ayı yaptık. Nasıl böyle denk geldi bilmesek de, kendi adıma konuşmam gerekirse ben bu türe epeyce ısındım. “Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın” kitabı benim Tanizaki’den okuduğum ilk kitap. İsmini okur okumaz kafanızda belli başlı şeyler çağrıştırsa da, kitabın başlangıcı da teması da çok yaratıcı ilerliyor. Kitap bir mektupla başlıyor, Şozo’nun eski karısı olan Şinako’nun Fukuko’ya yazdığı mektupla. Masumane bir istek olarak görünen ama altında hain bir plan yatmakta olan mektupla… M addi tüm desteği sağladığı evden kovulan Şinako yeni geçim kaynağı olarak görülen ve aynı zamanda Şozo’nun kuzeni olan Fukuko’dan tek bir şey istiyor, Şozo’nun ölüp bittiği, herkesten çok sevdiği biricik kedisi Lili’yi. Eski eş gibi kediden rahatsız olmaya başlayan yeni eş Fukuko, kıskanmaya başladığı -şey-den kurtulmak için eşini ikna ediyor. Bu kadınların kediyle yaşadığı problemler sonrasında adamla ilişkileri çatırdamaya başlıyor, aslında kitabın sonu da burada başlıyor. Kitabın ismine bakıldığında ve yaşamdan da referans alındığında, iki kadının birbirine düşmesini bekleriz, fakat burada - bence- olaylar tam olarak böyle yürümüyor. Erkek, kadından çok kediyi seviyor, onu hayatının merkezine koyuyor. Kadın alamadığı ilgiyi, zaten önyargılı yaklaştığı kediye eziyet ederek çıkarıyor, adamdan kedinin gitmesini istiyor. Kedinin gitmesine bile karar verilse, ortada ilişki kalmıyor. Beni kedi dışında bu üç ana karakterden en çok etkileyen karakter Şinako oldu. Nefret ettiği hatta eziyet ettiği kediyi eski eşini yeniden kazanmak için kullanan, kediyi evine alır almaz onu hayatının merkezine koyan Şinako. Kendi evinden kovuluşuyla, kedinin gönderilişini benzeterek, onun o sessiz, hiçbir şey yemeyen içmeyen halini görüp, kendi çaresizliğini hatırladığı sahneler gerçekten beni en çok etkileyen sahnelerdi. Tüm fakirliğine, ekonomik imkansızlığına rağmen tüm enerjisini, parasını kedisine harcayan, geçmişte kediye yaptığı kötülükler için kendini suçlamayı bilen bir evcil hayvan sahibine dönüştü Şinako. Baştan kediyi böyle sahiplenseydi yine aynı şey olur muydu? Kediye sarılarak eski eşini beklediği tüm sahneler de, içim pır pır ederek kitabın sonunu bekledim. Şozo bence haketmiyordu bu mutlu sonu. Kuzeniyle Şinako’yu da aldatarak kurduğu çarpık ilişki kurması, asla kendi ayakları üzerinde durmaması, istediği zaman “salak” yerine yatarak sorumluluk almaktan kaçması beni Şozo karakterine dair kötü düşünceler beslemeye itti. Yazar aslında eser boyunca bir hayvan hatta kedi sahibi olmanın kişinin hayatındaki yerinden, neleri tamamladığından bahsediyor. Bunu ağdalı bir dilden ziyade, gündelik olaylarla yalın bir dille bize anlatıyor. Yalın anlatıma sahip bu minicik ama etkileyici kitabı ben çok severek okudum. İlk bitirdiğimde sonunun belirsizliği beni çok düşünmeye itse de, aslında tam da böyle olmasının doğru olduğunu düşündüm. Şozo’nun artık bir evinin kalmaması da aslında bir sondu. Belki Şinako beklemeyi bıraksın isterdim. Ama tüm bunların dışında, Şinako ile Lili’nin arasındaki bağın kurulmasına şahit olmak müthiş bir keyifti.
Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın
Bir Kedi, Bir Adam, İki KadınCuniçiro Tanizaki · Jaguar Kitap · 20173,423 okunma
·
139 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.