Gönderi

248 syf.
10/10 puan verdi
Benim de bir şeylerim kaymış olmalı. Yüreğim mi, umutlarım mı, her neyse...
"Bir kitap yazmak nedir bizim ülkemizde? Her şeyden önce onu boşluğa fırlatıp atmaktır. Kendinizi de sonsuz yalnızlığa gönüllü olarak sürgün kılmak.” Ülke olarak hiçbir şeyin değerini bilmediğimiz için Selçuk Baran'ı da küstürmüşüz. Elindeki değerlerin kıymetini bilmeyen, hak edenlere hak ettiği değeri ölmeden veremeyen garip bir toplumuz. Selçuk Baran da Oğuz Atay gibi kıymeti bilinmemiş, hak ettiği değeri görememiş. Kim bilir daha nice yazarlar var kıyıda köşede bırakılmış değeri bilinmeyen. “Başarısız bir yazar olduğumu kabullendiğimden, 1994'de yazmamaya karar verdim. O günden beri, herhangi biri olarak hayattan keyif alıyorum.” Selçuk Baran'ın bunları söylebilecek hale gelmesi gerçekten utanç verici. Keşke değeri yaşarken bilinseydi ve bunları söylemek zorunda kalmasaydı. Keşke insanlar bazı şeylerin farkına kaybetmeden önce varabilseydi. Okuyucuya, topluma, düzene en büyük sitemi eden bende yeri çok ayrı olan Oğuz Atay'a benzettim Selçuk Baran'ı. Ruh hali bana yakın yazarları daha çok seviyorum. Kendisiyle tanışmak için neden bu kadar geç kaldım ona üzülüyorum. Bir kadının bir erkeği bu kadar güzel anlatabilmesi gerçekten çok etkileyici. Stefan Zweig kadınları ne kadar güzel anlatmışsa, bir kadının gözünden bir erkek de ancak bu kadar güzel, detaylı, içten ve samimi anlatılabilirdi. Romanımızın kahramanı emekli bir bankacı olan Mehmet Bey. İşinden, eşinden, çocuğundan, dünyadan, insanlardan, kendinden bıkmış bir adamın yaşam öyküsü. Selçuk Baran öyle akıcı bir dille anlatmış ki Mehmet Bey'in yaşadıklarını kitabı elimden bırakmak gelmedi hiç. Böyle kitaplara denk gelince hiç bitmesin istiyorum. Kitapta kendimden o kadar şey buldum ki, okurken kendi kendime konuşur gibi hissettim. Birçok okuyucunun da kendinden bir şeyler bulacağından eminim. Çünkü sanıldığı kadar birbirimizden farklı değiliz. Acılarımız, hüzünlerimiz, mutsuzluklarımız, hayattan, insanlardan hatta kendimizden kaçma isteğimiz aynı. Herkesin içinde bir Mehmet Bey saklı. İnsanın kendinden sıyrılıp kaçıp gitmek istediği anlar oluyor. O duygu hiçbir yere gitmiyor. Bazı insanlar doğuştan taşıyor bu duyguyu galiba. Sonra ne yapsa değiştiremiyor. Yaşadığımız bir çok şeyde eksiklik olduğu halde, gittiğimiz her yerde fazlalık gibi gelmemiz garip bir duygu. Kaybetmeye olan alışkanlık, düş kırıklıklarının bize yapışması, varken var olduğunu hissedememek insanı çok yoruyor. Bu kitabı bir erkek yazsaydı bu kadar güzel olur muydu bilmiyorum. Bir kadının gözünden bir erkeğin yaşamı ve ruh hali ancak bu kadar güzel yansıtılabilirdi. Kafamda o kadar çok şey vardı ki bütün her şey birbirine girdi. Okuduğum en etkileyici kitaplardan biriydi. Kitabın içine girmek, o karakterle bir arada yaşıyormuş gibi hissetmek, aynı acıları, üzüntüleri paylaşmak, insanı olduğu yerde bırakmıyor. Kitap bittiğinde siz aynı siz olarak kalamıyorsunuz. Her şeye alışıyoruz ama duygusal olarak yoğunluğu ne kadar alışmaya çabalasak da taşırken zorlanıyoruz. Selçuk Baran'la tanışmamız ağlamaklı başladı sonu nereye varacak bilemiyorum. Mutlaka ama mutlaka okunmalı. Çok özel ve çok değerli bir yazar olduğunu kitabın her cümlesinde hissettiriyor ! Kitaplarla ve sevgiyle kalın...
Bir Solgun Adam
Bir Solgun AdamSelçuk Baran · Yapı Kredi Yayınları · 2010830 okunma
·
98 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.