Gönderi
Yeşil Göl’ün doğa güzelliğinin olduğu köyde elli hane vardır. Köylüler birbirini tanır, yardımlaşır, birlikte huzurlu bir hayat yaşarlar. Bir gün köy halkından birinin oğlu köydeki baba evini kumarda kaybedince, yeni hane sahipleri köye gelmek için, yeni bir ev yaptırırlar. Tabiki bu ev köyün diğer hanelerinden apayrıdır. Tamirat biter ve evin yeni sahipleri gelirler. Hepsinin altında son model cipler vardır. Artık köylü öğrenir ki; köye yerleşen, görevden alınmış eski bir siyasetçi, bakandır. Artık Yeşil Göl başta olmak üzere bu doğal güzellikler bozulacak ve köy halkı diktayla, bürokrasiyle, siyasetle tanışacaktır.
Aslında çok sevdiğim bir konusu vardı romanın. Nerde bir siyaset, bürokrasi araya girse, o yerdeki doğal güzellikler yağmalanıp yok ediliyor. Her yer betonlaşıyor. Yeşile hasret kalacağımız günlere doğru yol alıyoruz maalesef. Yazarın akıcı anlatımıyla harika tespitlerle yazılmış güzel bir roman. Umarım verdiği ince mesajlar da yerine ulaşır. Kesinlikle okunması, duyulması gereken bir eser.
#KırlangıçBaharı
^
^
#alıntı
Ne zaman Yeşil Göl’ün kenarına gitsek gölün dingin görüntüsünde dile gelmeyen gizli bir hayat olduğunu ve bu dinginliğin ruhlarımıza bağışladığı o huzuru, birbirimizin gözlerinden, bakışlarından, dostluklarımızın ömrünü uzatan sohbetlerimizden kolayca fark ederiz. Bu yüzden Yeşil Göl’de yaşayan her insanın size anlatacak güzel bir hikayesi mutlaka vardır.
^
^
@herdemkitapyayin @ozan_agri #bloghemsire #edebiyat
·
30 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.