Dicle’nin Sürgünleri kitabını ve Dicle’nin sesiyim şiirini şimdiden önce okumuş bilmiş olabilmeyi isteten bir inceleme olmuş..
Değişik zamanlarda iki kez görme fırsatı elde ettiğim Dicle nehrine bakarken sadece tarih bilinciyle değil de buradaki halkların duygusuyla da bakabilmiş olmayı isteten bir inceleme olmuş..
Bu inceleme’nin resimde bir karşılığı olsaydı yani Dicle’nin Sürgünleri eserinin demek istediğim,şu kayaları delip geçen büyüyüp yeşeren çiçekler ,ağaçlar varya işte o resimlerden biri olurdu.
Aslonan her zaman duygu..
Sistemler,görüşler,kararlar değil..
Toplumların ortak hafıza bilincinde son tahlilde kalan duygu..
Hangi coğrafya’da kültürde,inançta,dilde,ırkta yaşanmış olursa olsun insanların gözlerinin içini güldüren sevinçte,yürekleri dağlayan acı da aynı...
Duygularımız ,hissettiklerimiz ortak..
Ne olursa olsun tüm kimliklerimizin önünde,temelinde insaniyetimiz olabilmeli..
Mehmet Uzun’un kalbini gördüm Dicle şiirinde..
Vatan hasretini kendi hâlimden de daha iyi anlayabildiğim için yüreğim burkuldu okurken..
Bu koparılış,vatandan uzaklaştırılma böylesine ağır bir ceza hiç insanî değil..Evine girememek,her mevsimde karşıdan bakmak mecburiyetinde bırakılmak gibi..Sevdiğin kupan,en güvende hissettiğin dört duvarın,aşinâ olduğun kokular..
İnceleme manalı ve duygusu da olan bir emek çalışması olmuş..Kitabı okumak isteyenlere güzel bir mihmandarlık niteliğinde açıklamalarda aynı zamanda zarif ,ince düşünceli bir okur olduğunuzun göstergesi..
Ben istifade ettim..
Kütüphaneme de ekliyeceğim bir kitap olacak..
Teşekkürler
☺️💐