Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Müzik
İnsanın kelimelerle anlatamadığını notalarla anlatma santıdır bence müzik.Hele ki kelimelerin muhtevasının bu denli boşaltıldığı zamanımızda neler anlatmaz ki notalar gönlü güzel kalanlara. Sizin de mutlaka kalbinize düşmüştür; bir sevdiğiniz vardır, ona karşı hissettikleriniz öyle derin öyle müstesnadır ki, tüm sözcüklerini tarasanız evrenin, hislerinizi ifade edemeyecekmişsiniz gibi gelir.İşte tam o anda bir beste yetişir imdadınıza.Hemen paylaşıverirsiniz sevdiğinizle.İşte bak dinle; ben seni böyle seviyorum, dersiniz.(Keşke sevgimizi, muhabbetimizi anlatmak için bu denli uzun uğraşlara gerek kalmasaydı.Yüreğimiz, sökülüp takılabilen bir şey olsaydı keşke."Beni seviyor musun?" dediğinde yüreğimizi avuçlarımızın içine, "işte buyur kendin bak," diyebilseydik.Bu kadar şarkı, tarih boyunca yazılmış bunca şiir, öykü hep daha doğru anlatma ve inandırıcı olma belasına değil mi?Ama bu başka bir bahis.) O besteyi yapan sanatkarın yüreğinin yangınıyla benzeşmiştir yangınınız.Hatta o bestekârı bulup sormak istersiniz: "Sen benim sevdiğim kişiyi nereden ve nasıl bu kadar iyi tanıyorsun ki notalarla bu denli güzel tarif etmişsin onu." diye.Belki gözlerinin rengini, saç atışını, mahcup tavırlarını bir bir tarif etseniz ancak bu kadar güzel anlayabilirdi diye düşünürsünüz.Ah aşk... Sen ne güzel bir belasın... Şiirler de, kelimeler bir araya gelip acıtır canınızı, musikide ise notalar.Musikide esas olan notalardır, seslerdir çünkü.Şunu anlatmaya çalışıyorum: Bir müzik eserinin ruhumuza dokunması için ille de sözü olması gerekmez.Hatta bir çok enstrümal eser bizi sözleriyle bizi sözleriyle bir şeyleri düşünmeye zorlamadığı için daha keyifli gelir çoğumuza.İşte beste, al sen yaz sözlerini, ne yazmak istiyorsan, der âdeta.Belki size tuhaf gelecektir ama ben sözün eril, bestenin ise dişil olduğunu düşünmüşümdür hep.Söz, çok süs istemez.Güzel şeylerden bahsetsin, mümkünse kafiyeli olsun, hadi bir de ölçüyü filan tutturdun mu, oh ne âlâ.Oysa beste öyle mi?O tam anlamıyla bir hanımefendidir.Güzel bir beste düşmeye görsün aranjörün eline, başlar o anda telaş. Her bir enstrüman bir elbisedir besyete.Aranjör bir stilist edasıyla düşünür durur : Ona hangi elbiseleri giydirsem?Kanun olsun şık durur, keman olsun, klarnet mutlaka olsun.Kabak kemane ile şuray a biraz allık, çelloyla daha biraz sürmeledik misin, tamamdır.Bu elbiseleri müziğin hangi saniyesinde, ne kadar süre giyeceği de bellidir hanımefendinin.Süsüne düşkündür beste.Yanlış kıyafetlerle zayi de edebilirsiniz, çok şık giydirerek olduğundan daha ihtişamlı daha gösterebilirsiniz. Süslü olduğu için beste, akılda en çok kalan da odur.Hep başımıza gelir ya, uzun zaman önce dinlediğimiz bir şarkıyı birine tarif ederken her zaman için önce besteyi mırıldanmaya başlarız.Sözlerini hatırlamıyorum ama bak şöyle bir melodisi vardı, diye anlatmaya çalışırız. Size bir sır vereyim mi? O yıllar önce yüreğimizi tarumar edip gidenlerin de aslında zihnimizde melodik bir karşılığı vardır, biliyor musunuz?Güzel bir eseri dinlerken mırıldanıp, dinleyip durmamız hep bundandır işte.Neyse, burası çıkmaz sokak. Aslında daha uzun anlatırım da şimdilik bununla iktifa edelim. Ahh ulan!.. Kişinin sevip dinlediği eser onun karakteri ve kişiliğiyle ilgili o kadar çok şey anlatır ki bize.Sevdiğiniz nasıl biriyse, onu size anlatan eserler de o evsafta eseridir.Bana dinlediğin şarkıyı şöyle sana kimi sevdiğini söyleyeyim diyecek kadar ileri gidebilirim bu hususta. O kadar iddialıyım yani.Toplumda eşine az rarastlanır nitelikte edepli, kibar, naif, bilgili, dünyalar güzeli birini sevmişseniz; sıradan bir pop şarkısının size onu çağrıştırma konusunda yardımcı olabileceğini söylemek pek de mümkün değildir.Size onu anlatacak eserler aynı kalitede ve nitelikte olmalıdır.Bir Aleyna Tilki şarkısıyla gönlünüze düşen kişiyle izdivacın sonu, kuvvetle muhtemel hüsran olacaktır. Göksel Baktagir eserleri size sevdiğinizi anlatıyorsa, o vakit doğru yıldasınızdır kıymetli dostlarım. Halk arasında sıklıkla kullanılan bir tabir vardır, mesela 'müzik kulağı' derler.Bu ifade insanın yaradılıştan, musikiye ve seslere olan temayülü olarak anlaşılabilir.Hadi bugün bir ifade de biz ekleyelim: 'Müzik Yüreği' diyelim. Peki 'müzik yüreği' ile neyi kastediyoruz? Arz edeyim: Ben, müzik dinlemeyi böyle arada derede yapılan, başka işlerle meşgulken fonda kendi kendine çalıp söyleyen bir eyleme indirgemenin, o emeğe ve sanata haksızlık olduğuna inananlardanım.Çünkü emek verilmiş ve hakkıyla icra edilmiş her eserin bizlere anlatacak iyi bir hikayesi vardır.Sair meşgaleler arasında dinlediği hiç bir hikâyeye muttali olmaz insan. Müzik yüreğine sahip kişiler gayet farkındadırlar bu durumun. Onlar iyi bir eseri ayak seslerinden tanır ve ona gerekli ihtimamı gösterir.Sadece müzik dinlemek için ayırdıkları özel vakitler vardır.Hangi müzik günün hangi saatinde dinlenir, bestekar kimdir, eseri kim aranje etmiştir? Tüm bunları merak edenler, araştırırlar.Yani müzik sadece kulak işi değil temelde gönül işidir de. Musiki, icra edildiği çağın sosyal ve kültürel seviyesinin de göstergesidir.Şu an radyolarda çalınan umum şarkılar, yaşadığımız çağın insanının savrulmuşluğunun, hayata bakışının, kültür düzeyinin ve idrak seviyesinin en müşahhas göstergesi değil midir?Türk kültürü ile ilgili hiçbir fikri olmayan ama musikiden anlayan bir ecnebiyi Süleymaniye Cami' sine götürseniz, ona camiyi göstererek bir Serdar Ortaç şarkısı ve bir Mustafa Itrî Efendi eseri dinlerseniz, size o camiyi inşa eden medeniyet seviyesine ait musikinin hangisi olduğunu hemen söyleyecektir.Biz olmayan, bizden olmayan, bizi anlamayan notaların vahşice saldırısına maruz kalmış bir neslin fertleriyiz, ne yazık kim.Yozlaşma dediğimiz şey sadece bir alanda olmuyor.Bir kültür bir medeniyet tefessüh etmeye başlayınca bu her alanda hissediliyor.Önce din ve ahlak, peşi sıra da musiki, mimari, edeyat; hepsi ert arda çökmeye, yıkılmaya başlıyor.Süleymaniye'nin kubbesini ayakta tutan kilit taşı düşse onun yerini alacak bestelerimiz, mısralarımız, sözlerimiz vardı bir zamanlar.Bir sebilin suyu kesilse sizi serinletecek eserler, yarım kalmış duanızı tamamlayacak niyazlar vardı.Rabbim tez zamanda bir şeyleri yitirmiş olduğumuzun idrakine varanlardan eylesin bizi. O yitiğe kavuşmak için gece gündüz çalışanlardan ve onu arayanlardan eylesin inşallah. Madem bu kadar musikiden bahsettik, hadi size dinlemekten keyif aldığım bir kaç Göksel Baktagir eseri tavsiye edeyim: Hicaz Saz Semaisi (Hüsnü Şenlendirici icrası daha iyidir.) Gülru Hatıra Defteri Muhayyelkürdi Saz Semaisi Can Yoldaşım Masum Aşk Ağlama Yalnız Sen
17 ~ 23
·
210 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.