Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Zaman Kaybı Bir İnceleme...
Efendim, okuduğum bu kitap hakkında bir sayfaya önemsiz bir kaç cümle yazmak istedim ama evdeki bütün kalemler ayaklanma çıkarmış. Neymiş yazılarım onları tüketiyormuş. Üstünde ismimin yazılı olduğu kalemin başının altından çıktı bütün bu işler biliyorum. Diğerleri okuma-yazma bilmez ki! Her neyse onları ikna etmek için çok uğraştım, bana bazı şartlar koştular. Neymiş efendim onları parmaklarım arasında boş boş çevirmeyecekmişim, yere düşünce canları acıyormuş. Bir de kalemtıraş kullanmamamı istediler. Kurşun Kalem kardeşlerinin hakkını da savundular, vay be! Yazıyı yazabilmek için onlara ihtiyacım vardı, ben de bu şartlarını kabul etmek zorunda kaldım. Şimdilik duruldular ama ikinci bir ayaklanma çıkarmasınlar diye hazırlıklı olsam iyi olacak. İspanya Kralı olarak ordularımı bu hain kalemlere karşı hazırlama vakti geldi. Hayır! Hayır! Ben İspanya Kralı değilim ki! Gogolün bir kitabında okumuştum böyle bir şeyi. Delinin birisi kendini İspanya Kralı sanıyordu, hatta oraya gittiğini bile düşünüyordu. Ama ben deli değilim değil mi? Evet! Ben deli değilim ama bu kalemlere karşı beni koruyacak bir orduya ihtiyacım var. Kötü kötü bakıyorlar bana, ellerinden gelse kendileriyle yazı yazan parmaklarımı teker teker kıracaklar, bakışlarından anlıyorum. Ne yapsam, kimi bulsam da beni korusa? Demin kendini İspanya Kralı sanan bir deliden bahsetmiştim, eminim sizler de okudunuz onu. Aslında itiraf ediyorum, ben o deliyi tanıyorum. Nerden mi? Siz de amma meraklı çıktınız canım. Tamam anlatıyorum... Yıllar önce (alt tarafı 200 yıl önce falan) Petersburg'ta bir köylüden gövdesi kırmızı, bacakları siyah ve alnının tam ortasında avuç içi kadar beyazlık olan bir tay çaldım. Evet çaldım çünkü onu satın alabilecek param yoktu, aradan 200 yıl geçti hâlâ param yok. Ama tabi konumuz bu değil. O çaldığım tayı eğitip iki yıl içinde güçlü, hızlı, alımlı bir at yaptım. Paramı onunla kazanmaya niyetliydim. Arkasına bir fayton koşup, bir yerlere yetişmek isteyen önemli insanları taşımayı hayal ediyordum. Önemli insanlar dediğime alınmadınız değil mi? Basit insanların yetişecek pek yerleri olmaz da ondan öyle dedim, kızmayın. Bir tanıdığın faytonunu sattığını duydum, kendisi için bir utanç kaynağı imiş bu fayton, onu almam gerekiyordu. Fakat yine param yoktu. Elimde satabileceğim özenle dikilmiş, çok güzel bir palto ve gözleri sürekli üzerimde olan, kimin eseri olduğunu bilmediğim, uğursuz bir tablo vardı. Bunlara ne zaman ve nasıl sahip olduğumu inanın ben de hatırlamıyorum. Paltoyu ve o korkunç tabloyu satmaya karar verdim. Nihayet satabildim şu lanet olası tabloyu. Palto anında satıldı ama tabloyu satabilmek dört günümü aldı. Elime geçen parayla gidip o faytonu satın aldım. Artık işe koyulmanın vakti gelmişti. Bir gün arabama garip bir adam bindi ve "Hedef İspanya!" diye bağırmaya başladı. Akıllısı da bizi bulmaz ki efendim! Petersburg soğuk şehir, insanlar kafayı fazla üşütür bu şehirde! "Hadi, in de dalganı başka biriyle geç be adam, işim gücüm var benim!" "İspanya Kralına karşı bu ne hadsizlik, ne diyorsam onu yap!" İspanya Kralı mı demişti? Şansıma tüküreyim! Bir Krala ettiğim laflara bak, kellemizden olmayalım bari. Ne o! Bu adama inanarak, benim de bir deli olduğumu düşündünüz değil mi? Bahse girerim ki aklım gayet yerinde. Yolculuğumuz aylar sürdü. Ne yedik ne içtik, hatırlamıyorum. Daha sonra okuduğum bir kitapta yolculuğun çok kısa sürdüğüne dair bir kaç cümle okudum ama siz bana inanın efendim, aylar sürdü. Tanışmamız en kısa haliyle böyle oldu. Hatta tanışmaktan öte sıkı bir arkadaşlık kurduk. Bir Kralın arkadaşı olmak ne büyük şeref, bilseniz! Onu İspanya'ya bırakıp dönüş yoluna çıkacağım sırada, ne zaman yardıma ihtiyacım olursa onu bulmamı söylemişti. Hatta bana bir keresinde bir mektup yollamış, İspanya Başbakanını sevmediğini, eğer oraya gelirsem beni başbakan yapacağını söylemişti. Gitmedim çünkü okumam gereken kitaplar vardı. Her neyse lafı çok uzattım. Hain kalemlerden beni kimin kurtaracağını buldum, siz bunları okurken ben de kendisine bir mektup yazıp olan bitenleri anlatayım... Hain Kalemler; İspanya Kralının ordularıyla beni korumaya geleceğini duyduklarından beri iyice uysallaştılar. Mektubu yazdığım kalem, yazdıklarını dehşet içinde diğer arkadaşlarına anlatmış, şakamın olmadığını iyice anlamışlar. İnsanın arkasında güçlü bir ordu olunca, her saçmalığı yazabiliyor demek ki...
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve FaytonNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201955,3bin okunma
·
1.669 görüntüleme
Ela okurunun profil resmi
Bence kalemlerini bir an önce değişmelisin. Ne demek görevimizi yerine getirmiyoruz! Bunların hepsinin kalemtıraş ile başını keseceksin azizim yoksa böyle sesleri çok çıkar..😅 şaka bir yana harika bir inceleme olmuş ellerine sağlık
Mehmet Emin Akın okurunun profil resmi
Onlara yaptığımı diğer kalemler öğrenirse onlar da isyan çıkarır efenim, dikkatli olmak lazım. 😅
☾☆Kübra Öztürk☾☆ okurunun profil resmi
Harika bir inceleme olmuş . İncelemeyi okurken hissettiğim , aynı zamanda yeni bir hikaye oluşuvermiş sanki masal tadında … Kaleminize sağlık . Teşekkür ederiz .💫
Mehmet Emin Akın okurunun profil resmi
Rica ederim. Gogol okuyup etkisinde kalmamak olmazdı. 😊
Nuriye Kargın okurunun profil resmi
Bayıldım bu incelemeye çok güzel olmuş kaleminize sağlık 🌸😂
Mehmet Emin Akın okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Nuriye Hanım. İsyan etmeyen kalemlere sağlık olsun... 😊
Ayşenur okurunun profil resmi
Sana kalem alma zamanım gelmiş demekki ben böyle saygısızlık görmedim 😂 bu inceleme işini arttırsan mı diyorum
Mehmet Emin Akın okurunun profil resmi
Dikkatli seç kalemi yeni bir isyanla uğraşacak mecalim kalmadı. 😅
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.