Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

232 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Av. Tuğba Tüfek hanımefendinin düzenlediği, Konuşan Kadınlar Kulübünün Eylül ayı kitabı, Gözlerini Kaçırma’ydı. Çok şanslıydık çünkü Irmak Hanımefendinin katılımıyla konuştuk Gözlerini Kaçırma’yı. Kitaptan konuşmaya başlamadan önce bize yazma serüveninden bahsetti Irmak Hanım. Söylediği o kadar çok şeyi not aldım ki, keşke her birini buraya sığdırabilsem, paylaşabilsem… Mesela ben her zaman yazmanın farklı bir şey olduğuna inanırdım. İyi bir okuyucu olduğumu düşünen kişilerin “bir gün sen de kitap yazarsın belki” cümleleri bana anlamsız ve uzak gelirdi. Çünkü yazmak bir yetenekti, aslolan buydu yani. Yeteneği olan yazabilirdi ve hatta çoğu yazar da yetenekleriyle beraber kapatırdı kendini kurduğu yeni dünyaya. Ama Irmak Hanım bunun tam aksini gerçekleştiriyor hayatında ve diyor ki, “Yetenek geliştirilebilecek bir şey.” Biraz öncesinde ise, yeteneğin yüceltilip çalışmanın önemsenmediği toplumsal bakış açımızı eleştirirken şöyle müthiş şeyler söyledi: “Bir şeyin çalışılarak yapılması onu değersizleştirmez. Çalışan herkes bir şeyler yazabilir.” Şahane değil mi? Çünkü biz genelde yeteneği yüceltiriz, çalışmayı görmezden geliriz. Oysa önemli olan, çalışmaktır. Irmak Hanımın dediği gibi “Yazmak bir işçiliktir, bir metodolojisi vardır”. Gözlerini Kaçırma, benim okurken çok zorlandığım bir kitaptı. Aslında şaşırtıcı bir deneyim yaşamadım. Çünkü kitabın arkasını okuduğumda beni bekleyen şeyleri tahayyül edebiliyordum. Zaten tam olarak bu bekleyen meseleler sarsacaktı beni. Öyle de oldu. Sık sık okumayı bıraktım ve düşündüm. Bir ailenin üç kuşak kadınının hikayesini anlatan bu roman, bana kendi başkaldırışımı hatırlattı. Genç bir kadın olarak, karşısında durduğum ve dururken de bazen çok korktuğum, bazen de çok cesur hissettiğim anları bir bir yaşattı, yeniden. Kitap hakkında konuşurken ilk söylediği şeylerden biri şuydu Irmak Hanımın: “Bu roman bir başkaldırıydı. Kimler başkaldırabiliyor?” Cevabını konuşmuştuk ama ben hala düşünüyorum. Kimler başkaldırabiliyor? Siz de düşünmek ister misiniz? Düşündükçe şaşırtıcı bir yerlere evriliyor zihniniz. Başkaldırışın anlamı her kadında farklı bir mana buluyor olacak ki, her birimizin mücadelesi birbirinden farklı. Birbirine benzeyen deneyimler yaşasak da, gittiğimiz yollar, yaşamımız için diktiğimiz fidanlar başka. Ve sonrasında büyümeye çalışan fidanların rüzgarla mücadeleleri bambaşka. Kadın olmanın anne olmakla eş değer tutulduğu bir toplumda, anne olmak seçim değil adeta bir zorunluluk. Mecburi hizmet gibi. Karşısında durması, mücadele etmesi yorucu. İki sevgilinin cinsellik yaşadığı ihtimalinin kabul edilebilir olduğu tek an da işte burası; rollerimiz. Kitabı okumanızı çok isterim. Ama öyle hızlıca değil. Düşünerek, durarak, soluklanarak… Eğer sizin de bir derdiniz varsa biz kadınlara dayatılanlar hakkında, daha çok düşünmek isteyeceğinizi sanıyorum.
Gözlerini Kaçırma
Gözlerini KaçırmaIrmak Zileli · Remzi Kitabevi · 201491 okunma
·
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.