Gönderi
Tarih boyunca 2. Abdülhamit hakkında ciddi tartışmalar olmuştur. Onu başarılı bulanlar da vardı müthiş bir zalim olduğunu düşünenler de. Döneminde toprak kaybının göreceli olarak azalmış olması ve politikanın aktif kullanılmasını masına olan inancıyla belki birçok savaşında önüne geçmişti. Kitap tam olarak hüküm sürdüğü 33 yılın ardından Selanik'e sürülen bu eski hükümdarı ve haleti ruhiyesini anlatıyor.
Samimi bir tarzda yazılmış. Alatini evi içinde sıkışmış aile bireylerini ve onların yaşamlarına etki edebilecek bir doktorun etrafında dönen bir hikaye diyebiliriz. Abdülhamid'in çok yaşlandığını, dışarıdan haber alamadığını, dünyadaki gelişmelerin doğal olarak ne yönde gittiğini bilmediğini ve her şeyin yolunda olmasını umduğunu kurgusal olarak görebiliyoruz. Ama hasta adamı 33 yıl ayakta tutmayı başarmış, zekasına ve olayları anlayış biçimine her ne kadar eleştirilere sebep olsa da saygı duyulan bir lider olduğu da su götürmez bir gerçeklik gibi görünüyor. Padişahların, şehzadelerin özellikle gençken ölümden bu kadar korkması mantıklı geliyor ama yaşlandıktan sonra saçma bir ölüm korkusu kurgusu sırıtıyor. Kuyruklu yıldızın dünyaya çarpması meselesinden bahsediyorum aslında. Hamid pek de korkuların ele geçirebildiği bir padişah değildi. Kurgu yapayım derken gerçekten ciddi boşluklara düşünmüş bu yüzden başarısız buldum kitabı.
·
44 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.